Fragnes’de uyandık.Bugün güneşli bir gün olacakmış.Nitekim sabaha güneşin sıcak cıvıltıları ile başladık.Uyandığımızda vaktimizin büyük kısmını temizlik ve kahvaltı hazırlıkları alıyor.Yatakların toplanması,teknenin dış oturum alanlarının temizlenip kurulanması (dışarısı gece boyunca ısı farkından ve çiğ yağdığı için ıslanıyor),çocukların el -yüz -diş temizliği,giyinmek ve derken kahvaltı hazırlanması..Kahvaltı olarak patatesli yumurta yaptım.Ekmeklerin üzerine sarımsak,peynir,domates ve zeytinyağı sürüp fırına verdim.Buram buram sarımsak kokusu her yana yayıldı.Bugün tek bir büyük lockdan geçerek Saone nehrine bağlandık.Nehirde yaklaşık yarım saat -45 dakika yol aldık.Ardından Chalon Sur Saone kasabasına ulaştık.Burada tekneyi marinaya bağladık.Yanlışlıkla yaşlı-uyuz bir çiftin teknesine çarptık ve hiç bir şey olmamasına rağmen bizi strese soktular.Neyse bisikletle ile karaya inip kasabayı gezmek üzere yola çıktık.Kilisenin olduğu meydanı bulduk.Kilisenin önünde kare şeklinde bir meydan var etrafı cafelerle çevrili.Meydanın ortasına tüm cafelerin masa ve sandalyeleri konmuş.Kafamıza göre bir cafe beğenip güneş altındaki bir masaya oturduk.Kiliseyi gezdik,wi-fi bağlandık.Aslında Chalon Sur Saone büyük bir kasabaydı.Büyük marketler ve çok çeşitli restorantlar vardı.Tekneye gitmeden önce Carrefour markete uğradık.Eksikleri tamamladıktan sonra teknemize dönüp Tournus’a varmak üzere yola koyulduk.Bugünkü yol nehirden gidiyor yani durmak yok.Sağımızda solumuzda yolu keyifli hale getirecek bir şey de yok.Gece Tournus’da kalacağız.3 saat hiç durmadan gittik.Zaten duracak bir imkan da yok.Çünkü nehir ,kanaldaki gibi istediğimiz yere yanaşıp, kazık çakıp durabileceğimiz bir imkan sağlamıyor.Hatta nehrin sağında ve solunda çakılı kazıklara da dikkat edilmesi gerekiyor.Kırmızı olanlar nehrin sığ ve yaklaşılmaması gereken kısımlarına işaret ediyor.Yeşil kazıklar ise güvenli bölge.Can yeleği giymemiz gereken büyük bir lockdan geçtik.Aslında can yeleği giyilmesini gerektirecek sarsıntı vs durumu yok.Ama bir zamanlar burada bir turist suya düştüğü için Avrupalı hemen önlem olarak oraya kuralı koymuş.Yol devam ederken ben mutfağa geçtim.Efe tavuk suyuna çorba istiyordu.Ona elimdeki imkanlar ile birşeyler hazırlamak istedim.Tavuğu düdüklü tencereye koyup içine bir soğan da katarak haşladım.4 tavuk budumuz vardı.İkisi tanesi ile Efe’ye çorba yaptım.Diğer 2 tanesi ile de bezelyeli,havuçlu ve tavuklu yasemin pirincinden pilav.Bol salata eşliğinde sıcağı sıcağına arka güvertede yedik.Efe’de teknenin içindeki masada bütün çorbayı içti:)Yemekten sonra yaklaşık bir saat daha gittik.Nihayet Tournus’a vardık.Kenarından nehir geçen güzel bir kasaba burası.Bisikletleri indirip keşfe çıktık.Ara sokaklar daracık.Her yerde olduğu gibi kilisenin orada minnacık da olsa bir meydan var.Kilise 1900 yıllık.O sokaktan bu sokağa pedal çevirdik.Hızlandık,yavaşladık,rüzgarı hissettik,yarıştık,şarkı söyledik.Çocuklarımızla çocuk olduk.Tekneye geri gelince bisikletleri bağladık.Oy birliği ile üst güvertede bir şeyler yemeye karar verdik.Yemek sonrası fotoda gördüğünüz gibiyiz.Genelde yatış saatimiz 9..
(Yazının devamı için tıklayınız.)
Bunlarda İlginizi Çekebilir
Son Yorumlar