FIGUERES
Otelimizde kahvaltı ettik.Ardından müzenin ne kadar kalabalık olacağını bilemediğimiz için oyalanmadan Figueres’e doğru yola çıktık.Burası Salvador Dali’nin müzesinin bulunduğu kasaba..Kasaba zaten bu müze ile ünlü.www.salvador-dali.org Girona kesinlikle buradan daha güzel.Bu nedenle konaklamak için Girona tercih edilmeli.Figueres’de müzeyi gezdikten sonra vakit geçirecek pek bir şey yok.Müzede 2 saatten biraz daha fazla vakit geçirdik.Çocuklar dahil hepimizin ilgisini çekti.Her objenin yerleştirilişi ayrı bir estetik zeka yansıtıyordu.Salvador Dali 1904 yılında bu köyde dünyaya gelmiş ve mezarı da bu müzenin altında.1960 yılında Figueres belediye başkanı harap haldeki belediye tiyatrosunu Dali Müzesini hayata geçirmek için restorasyon çalışmalarını başlatmış.Salvador Dali bu çalışmalara bizzat katılmış ve müzenin tasarımını kendisi yapmış.Bu çalışmalar 1980 yılına kadar sürmüş.Büyük aşkı ve ilham kaynağı eşi Gala’yı ise yazmıyorum bile.Çünkü bu da ayrı bir yazının konusu olabilecek kadar uzun bir aşk hikayesi.Ama şu kadarını belirtmeliyim ki Cadaques’de bir yaz tatilinde tanışmışlar.Gala evliymiş ve bir kızı varmış.O yazın sonunda Gala kızını ve çocuğunu bırakarak Dali ile kalmış.Ve 50 yıl süren bir beraberlik yaşamışlar.Picasso’nun tersine bir kadına adanmış bir ömür.Müzeyi gezerken Gala’nın Salvador Dali’nin hayatındaki önemini çok net anlayabiliyoruz.O kadar çok portresini yapmış ki..Müze ile ilgili internette çok güzel detaylar içeren bir yazı buldum ilginizi çekebilir düşüncesi ile sizle onu paylaşmak istiyorum.http://blog.radikal.com.tr/kultur-ve-sanat/yaraticiligin-efendisi-salvador-daliye-yolculuk-54642
Ara Güler bu müthiş dahinin fotograflarını çekmişti.”Yeryüzünde Yedi İz” kitabında bu fotografların hikayesi çok güzel anlatılmış.
Müzedeki gezimiz bittikten sonra iki seçeneğimiz vardı ,ya Cadaques’e gidecektik ya da tipik bir Katalan Köyü olduğunu okuduğum Besalü köyünü tercih edecektik.Cadaques, fotograflarından gördüğüm kadarı ile Bodrum’a benzer beyaz evleri olan,deniz kıyısında çok güzel bir balıkçı kasabasıydı.Bu akdeniz kasabası Dali’nin doğup büyüdüğü ve 21 yaşına kadar oturduğu baba evini de barındırıyordu.Ama yazın daha hareketli ve keyifli olabilir diye düşünerek Besalü’yü seçtik.Aslında,”- daha acıkmadık önce bir Besalü’yü görelim sonra yemek yemek için Cadaques’e gideriz” diye planlamıştık.Ama Besalü bizi resmen büyüledi ve oradan ayrılamadık..
BESALÜ
Fluvia nehri geçiyor ve sanırım bir kasabayı güzel yapan şey içinden su geçiyor olması yada deniz kenarına kurulu olması.Nehir üzerinde 12.yy dan kalma bir köprü var.Bu köprü kasabaya, romanlardan çıkmış ,şiir gibi bir görüntü veriyor.Nehrin yakınında ortaçağ sinagog kalıntıları var.Meydanında kuyumcu ve sanat koleksiyoncusu olan LLuis Carreras’ın kurduğu bir minyatür müzesi var.Gözünüzle seçemeyeceğiniz küçüklükte objelere büyüteç ile baktığınızda içinde neler olduğunu görerek şaşırıyorsunuz..İlgisini çekenler www.museuminiaturesbesalu.com dan inceleyebilirler.Sokak araları daracık ve taş döşeli.Evler de klasik mimarilerinin özelliğini taşıyor.Roma döneminde de önemli bir yerleşim olan Besalü’de manastır,kilise ,hamam gibi tarihi kalıntılar da var.Nehir kenarında çok güzel bir restorant gördük.İçinde kuzinesi olan ve odun ateşi ile sıcacık ısınmış..Ateş,-” ne yapalım girelim mi ?” diye sordu ve koro halinde cevap verdik.-”Evetttt!!”
Restorant Pont Vell;İspanya’da ,tavşan,ördek gibi av hayvanlarının eti ile hazırlanmış yemekler , tavuk,dana yada domuz eti gibi sık ve olağan olarak menülere konmuş.Ve pahallı da değiller.Elma ve kuş üzümleri ile harmanlanarak pişirilmiş bir yemek seçtim.Sonrasında tavşan eti olduğunu öğrendim.Efe patates püresi ve közlenmiş sarmısakla tatlandırılmış kuzu eti yedi.Yediğimiz yemeğin lezzeti ve porsiyonların büyüklüğü dikkate alındığında çok iyi bir fiyata çıktık.Uzun süre yanan odunları seyrettik.O an insana ,kalan ömrü orada geçebilir gibi geliyor.Huzurlu,sakin,doğası güzel.Tatilin iyi tarafı da bu sanırım.Kaldığın süre boyunca günlük kaygılarını düşünmeden rutininin dışına çıkmak.Eğer yolunuz düşerse kesinlikle önermek isteyeceğim bir restorant.www.restaurantpontvell.com
Yemekten sonra sokaklarında biraz daha dolaşarak fotograf çektik.Ve bir daha göremeyeceğimizi düşünerek güzel köy ile vedalaşarak Girona’ya döndük.
Bir gün önce Girona’yı yeteri kadar gezememiştik.Bu yüzden sokak içlerine yine daldık.Bir ara kimin aklına nereden geldiyse lades oynamaya başladık.Ladesim lades olsun mu?Havada ne var bulut..Sen bu ladesi unut !! :)Sürekli bir birimize bir şey vermeye çalışarak ve çocuklar yenildiğinde ,”- sayılmaz bir daha” sesleri arasında otelimize geldik.Ertesi gün Barselona’ya dönecektik.Derin ve huzurlu bir uykuya daldık..
Bunlarda İlginizi Çekebilir
Son Yorumlar