14/03/2015 Hayatımda ilk defa kış aylarında bu kadar sık Bodrum’a gittim.Ve iddia ediyorum ki Bodrum’un kış ayları yaz aylarından çok daha güzel ve keyifli..Efe’nin yelken antremanları ve yarışları, bu kışı sürekli Bodrum’da geçirmemize vesile oldu.Çok da iyi oldu.Öncelikle, insan yok denecek kadar az..Antremanlar Gümbet’te ve Gümbet’in yazın gördüğünüz yer ile aynı yer olduğuna inanmak çok zor.Bodrum’da gerçek Bodrum’lular var.Hava üşütmeyecek kadar sıcak.Ama sürekli de değişim halinde.Bir bakıyorsunuz güneşi bir bulut kapatmış yağmur yağmaya başlamış.İnanılmaz soğuk ..Ama 15 dakika sonra güneşin gözükmesi ile içinizin ısınması bir oluyor.Hele de o deniz…O denizin berraklığı,sakinliği,çevresindeki sessizlik ,insanda şükür duygusu uyandırıyor.İyki varım diyorsunuz,iyki yaşıyorum,iyki buradayım ve bütün bu güzellikleri deneyimlediğim için şükürler olsun diyorsunuz..
Geçtiğimiz hafta sonu Bodrum’a annem ile gittim.O hayatında ilk defa Bodrum’a geldiği için onu biraz gezdirmek istedim.Bu yüzden de bir araba kiraladım.Gümbet’in içinde günlüğü 50 tl ‘ye araç kiralayabileceğiniz Force firmasını buldum ve Hyundai 1.2 motor manuel vites bir araç kiraladım.Bu arabanın olması işimizi inanılmaz kolaylaştırdı.Cumartesi günü yağmurlu ve çok soğuktu.Efe’yi denize gönderdikten sonra dışarıda bile oturamadık genelde içerideydik..Öğlen 3 gibi arabanın gelmesi ile önce Ortakent’e gittik.Anneme yıllardır gittiğimiz Eski Yalı Otel’i gösterdim.Oradan Yahşi’ye geçtik.Bu yaz Yahşi’de apart daire kiralamayı düşünüyoruz.Orada iki apart motel var.1+1 ve 2+1 odaları olan bahçe giriş apartları gezdim.Aslında her ikisi de çok temel ihtiyaçlarınızı karşılayacak kadar sade ve temizler.Kendilerine ait denizleri var.Denize gitmek için arabaya binmeye de gerek yok yani.Çocuklar odadan çıkıp yürüyerek, güvenle denize gidebilirler.Günlüğü 160-200 tl arasında fiyatlarda..Burayı gezdikten sonra annemi Bitez’den geçirerek Gümbet’e devam ettim.Efe ve Ela’nın abonesi olduğu Bitez dondurmacısını ,yazın keyifle mantı ve çiğ börekler yediğimiz yerleri göstermezsem eksik iş yapmış olurdum 🙂
Gümbet’e döndüğümüzde Efe denizden çıkmıştı.Ben olmayınca üzerini kendisi değiştirmiş.Günün tekrarını yaptıkları sınıf dersine girdiler.O da bittikten sonra her zaman kaldığımız Seçkin Konakları’nın yolunu tuttuk.Paşa bizi artık tanıyor..Efe’yi görür görmez kuyruk sallayarak ona yanaşıyor..
Öyle yorulmuştuk ki üzerimizi değiştirip yataklara serildik..Bu akşam da Sünger Pizza’ya mı gitsek diye düşünürken benim aklıma Kısmet Lokantası geldi..Şu saatte sıcacık bir çorba ve güzel ev yemekleri ne şahane olurdu..Hemen aradık.Sonuçta orası öğlen iş yapan bir esnaf lokantası olduğu için kapalı olma ihtimali de vardı.İyki de aramışız çünkü saat 18.00 de kapanıyormuş..Saatimiz 17.30 du.Öyle bir hızla hazırlanıp depar attık ki saat 17.50 de oradaydık.Şimdi siparişimizi dinlemeye hazırmısınız? 3 pilav (pilav malum babanemin pilavı),kıymalı patlıcan oturtma,kurufasulye,tavuk sote,bodrum otları ile börek,yoğurtlu kızartma….Ardından her birimiz 1 dilim kalbura bastı (babaneminkinden).Adam,biz bunca şeyi ard arda söylerken yiyemezsiniz ,hepsini getirmeyeyim sıra ile getireyim dedi.Yok dedik, yeriz.Sonrasında masayı toplarlarken bravo kim yedi bunları diye sordular..Efe ile gülerek,- ananeeee !! dedik..Adam da anneme dönüp, maşallah ananecim sana, dedi 🙂 Öyle güzel bir tokluk ile odaya döndük ki..Sanırım saat 18.45 falan olmuştu dönüşümüzde..Biraz Serviver macerası ve hemen uyku…
Pazar günümüz muhteşemdi.Çünkü bir gün önceki havadan eser yoktu.Efe denize açıldıktan sonra ben de annemi alarak onu Gümüşlük’e götürmek üzere yola çıktım.Gümüşlüğe gelmeden önce Dereköy var..Şu kabaktan lambaları satan dükkanların orada..O köye girerken sağ ve sol tarafınız mandaline,portakal ve limon bahçeleri ile dolu..Annem dallarındaki mandalinaları ve limonları görünce mutluluktan kendinden geçti.Babamın vefatından beri onun bu kadar mutlu olduğunu görmemiştim.Çocuk gibi arabadan indi ve ağaçların arasında fotograflar çektirdi.”-Para ile bize limon satarlar mı acaba?” demesi ile ,-kimse yokmuuuu ??diye seslenmesi bir oldu.Bahçenin yan tarafına doğru ilerledik Ev sahibi teyzeler bu güzel kış güneşini fırsat bilerek bahçelerine çıkmış ve lahana dolması sarıyorlardı.Yanlarında tavuklar…Bir eski radyodan çalan şarkılar..Plastik koltuklarda tekir kedi..Annem selam verip yanlarında sohbete başladı hemen..Ben onlardan aldığım kova ile dalından limonları toplamaya başladım.Kümeslerinde tavuklar ,tavukların bekçisi köpek,civcivler,kediler…Tam bir köy evi yani..Bizim sohbete yan evden de komşular katıldı.O kadar güzel dakikalar geçirdik ki bizi yolcu ederlerken anneme ,”-kardeşim senin de kocan rahmetli benim de gel burada bizimle kal dönme” diyorlardı 🙂 50 tane yumurta satın aldık.Limonlar bize hediye..
Yanlarından ayrıldıktan sonra annemi Tel Dolap’ın bulunduğu tepeye kadar çıkarttım.Oradan Gümüşlük koyları harika görünür.Sonra Efe’ciğin çıkışını yakalamak için geri döndük..Annem dönüş yolunda Bodrum bir cennetmiş diyordu:) Tabi kafasına cennet olarak yazdığı Bodrum’u, yazın görse ne düşünür 🙂 Efe’nin antreman 5’de bitti.Pazar günleri Baba Otel’de barbekü günü.Yola çıkmadan önce annem ve ben ekmek arası köfteyi ,Efe’de ızgara kanatları afiyetle yedik.Önce Seçkin Konaklarına uğradık ve Paşa ile vedalaştık.Oradan ver elini Güvercinlik.Güvercinlik’te amcamların evi var.Yıllar sonra oraya uğradık.Ama ev satılmış ve Hollandalı bir adamın tamamını yıkıp kırdığı evi görmek beni hüzünlendirdi.Yol üzerinde amcamın mezarına da uğrayarak havaalanına geldik.
Annem ile birlikte çok mutlu bir hafta sonu geçirdik.
Bodrum, bu kış sana çok alıştık..Baharı karşılamak üzere olduğumuz şu günlerde, oralar kalabalıklaşmaya başlamadan lütfen sizde gidin..Bodrum,size kendinizi daha özgür,sakin,huzurlu hissettirecek bu kesin..
Bunlarda İlginizi Çekebilir
Son Yorumlar