1.Gün
Bologna havalimanına indik ve kiralık arabamıza yayıldığımız gibi Siena’ya doğru yola çıktık.Yol üzerinde üzüm bağları ile meşhur bir köy olan Monteriggioni var ve oraya uğradık.Bolongna’yı gezmedik bile.Hem vakit yoktu hem de İstanbul’da yaptığımız ön araştırmada kimsenin ilgisini çekmedi.Ama benim sizinle paylaşmak istediğim bir iki bilgi var.Bologna, Kızıl Şehir diye anılır ve ismini evlerin kızıl çatısından almıştır.İtalyanların meşhur bolonez sosunun doğduğu şehirdir.Üniversitesi ile meşhurdur.Bologna Ünv.sitesi Dante,Erasmus,Kopernik gibi önemli isimleri yetiştiren okuldur.Katedrali,Neptün meydanı,çeşmesi,Maggiore Meydanı ,1336 yılında inşa edilmiş belediye binası olan Palazzo Daccursio,bazilikası,arkeoloji müzesi,ikiz kuleleri (le due torri) ile görmek isteyeceğiniz yerler arasında olabilir.
Gelelim Monteriggioni’ye..
Bologna havalimanına 160 km mesafedeydi.Burası çok iyi korunmuş bir Ortaçağ kasabası.Küçücük bir yer.Kilisesi,kalesi,minik bir kaç cafesi ve restorantı var.Ayrıca yöreye ait şarapların satıldığı bir dükkan ve yine yöreye ait zeytinyağı ve sabunların satıldığı küçük butikler var.Köy,15 dakika içinde tüm bu dükkanları dolaşıp bir aşağı bir yukarı her tarafını gezebileceğiniz kadar küçük.Meydandaki şirin cafelerden birinde İtalyan lezzetlerine giriş yapıp nefis bir bruschetta yedik.Köyün girişinde arabayı bırakabileceğiniz büyük bir otopark var.Oradan köyün içine yürüyerek çıkılıyor.Araba ile giriş yasak.
Siena,
Bu gezdiğimiz köye yaklaşık 30 km mesafedeydi.Bu bölge Toskana olarak geçiyor.Tarihi şehir merkezi Plazza del Campo meydanı ve daracık sokaklar bu meydanda birleşiyor.Siena’nın tarihi şehir merkezi,Unesco Dünya KültürMirası listesinde.Binalar hep kırmızı tuğladan yapılmış.Biz önce otelimizi bulduk.Şehrin meydanına yürüme mesafesinde bir oteldi burası.Arabayı bıraktığımız gibi şehri gezmek üzere kendimizi dar sokaklarına bıraktık.Sokakların arasından birden plazza del campo’ya çıktık.Meydan dairenin merkezine doğru meyilli.Temmuz ve Ağustos aylarında burada at yarışı oyunları düzenleniyor.Aslında bu bir festival.Palio Festivali.Tarihleri 2 temmuz ve 16 ağustos.Yarışlar sırasında seyirciler meydanın içinde ,atlar ise çevresindeki çemberde oluyor.Yani at yarışı,ortada toplanmış olan seyircilerin etrafında yapılıyor.Meydanın çevresi kafelerle çevrili.Bizde birine oturup pizza ve spagetti sipariş ettik.Yemekten sonra şehrin içinde dolaştık.
Gece gençler eğlence yerlerini doldurmuş,barların çevresinde sokaklara yayılmışlardı.Bizim için bu kadar eğlence ve gece keyfi yeter diyerek otele döndük.Otelimiz yaşlı bir karı kocanın işlettiği şirin bir yerdi.Evin salonuna benzeyen lobide biraz sohbet edip yattık..
Bunlarda İlginizi Çekebilir
Son Yorumlar