
Odun Pazarı Sokakları
İstanbul’a bu kadar yakın olduğu için bugüne kadar gitmemiş olabilir miyiz? Eskişehir’e gitmek, aslında hep aklımızda olan bir plandı. O kadar güzel anlatmıştı ki giden arkadaşlarımız. Avrupa şehirlerinden farkı yok demişlerdi. Uğrasızlar ve biz iki araba olarak yola koyulduk. Yol üzerinde Bolu’ya varmadan Berceste Dinlenme Tesisleri‘nde bir kahvaltı ettik. Öğleden önce Eskişehir’e vardık. Otelimiz Odun pazarındaydı. O bölgede tarihi konaklar hep az odalı butik otellere çevrilmiş. Bizim kaldığımız da bunlar arasında FRZ Konak Otel’di. Eşyalarımızı bırakır bırakmaz şehri gezmek üzere dışarı çıktık. Tarihi Odun Pazarı evlerinin bir çoğu turistik eşya satan, renkli boyanmış ve şehrin o bölgesine nostaljik bir hava veren, enerjisi yüksek bir yer olmuş. Burayı gezdikten sonra soluğu Eskişehir Mutfağı Çiğbörek Evinde aldık. Atatürk Bulvarı üzerindeki bu yerde yediğim çiğbörekler, çekirdek yermişcesine saymadan, mideye doğru yuvarlandı gitti. Yanında gelen turşu da bir o kadar lezzetli ve
iştah veren cinstendi.

Kör Kamil

Odun Pazarı
Eskişehir’e geldik madem gondollara binmeden olmaz değil mi? Porsuk çayı ıslah edilerek hem çevresi cafeler ile doldurulup yeşillendirilmiş hem de üzerinde gezme imkanı sağlayan 10-15 kişilik motorlar ve gondollar ile Avrupa’daki örneklerine benzemiş. Kısa süren tekne gezisinin ardından elimizde dondurmalar ile Eskişehir’deki Disneyland olan Sazova Masal Şatosu‘na devam ettik. Ela ve Uygar çok keyifli vakit geçirirken bizler de yemyeşil çimlere yayıldık. Akşam yemeği için seçtiğimiz yer ufak çocuklarımıza rağmen Kör Kamil‘di. Burası mezeleri ve özellikle ciğeri oldukça lezzetli bir meyhane. Mavi duvarları, eski tahta masalar ve bahçesi ile bizim yaş grubunu, çocukluğumuzun anılarına götürecek cinsten bir yer. Çok keyfli ve bir o kadar lezzetli vakit geçirdik.

Sazova Parkı
İkinci gün kahvaltının ardından Balmumu Heykel Müzesi’ni gezdik. Madam Tussaud’da neymiş dedirten cins:) Hepsi bize ait bir sürü sanatçı ve siyasetçinin balmumu heykeli bir arada. Aynı gün Kent Park‘ı da ziyaret ettik. Burası da yapay plajı ile ünlü yine yeşillikler içinde, Eskişehir halkının nefes alacağı güzellikte bir yeşil alan.
Kısaca, Eskişehir’e bir hafta sonunuzu ayırıp gidin mutlaka. Öncelikle sıradan bir şehrin, nasıl güzel ve düzenli bir Avrupa şehrinden farksız bir hale getirildiğine şahit olun. Bu yıl Stuttgart’a gittim. Kesinlikle söyleyebilirim ki bir turist olarak Eskişehir, çok daha keyifli bir destinasyon.

Porsuk Çayı
Çiğ Börek yemeden, Odun Pazarında konaklamadan, parklara yayılmadan ,Porsuk Çayı kenarında yürüyüş yapmadan dönmeyin.
Bunlarda İlginizi Çekebilir
Son Yorumlar