Sabah uyanır uyanmaz mini tuvalette sıra ile çocukların temizlik ve tuvalet işlerini bitirdik ve giyinip hemen kahvaltı salonuna çıktık.Bir de ne görelim Norveç’in ünlü fiyordlarının arasından süzülerek oslo’ya doğru yaklaşıyoruz.yeşillikler,dağlar,evler herşey bir tabloya çizilerek konmuş gibiydi.
Yine harika bir kahvaltı yaptık.iner inmez bir taksiye binerek otelimize ulaştık.Şehir merkezine yakın bir yerdeydi otelimiz.valizlerimizi bıraktığımız gibi ilk gördüğümüz sightseening’e atladık.hiç bilmediğiniz bir şehri vaktiniz de az ise gezmenin en güzel yolu bence bu otobüsler .Otobüsümüz bizi önce opera binasının önünden geçirdi.Ardından parlemento binasını gördük.Tarih müzesi ve Vigelands Park.Bu parkın özelliği yüzlerce çıplak insan heykelinin büyük bir estetik uyum içinde parkın her tarafında sergileniyor oluşu.Heykeltraş Vigaland sanatın para ile satılmayacağına inanarak ücretsiz sergilenmesi için tüm yaptığı heykelleri şehre bağışlamış.
Hava güzeldi.Parkı gezdik.Hatta hava o kadar güzeldi ki çocuklar dondurma bile yedi.Hiç kimsenin bizi tanımadığı,dilimizi bilmediği,dünyada sadece dördümüz varmışcasına birbirimize ait olduğumuz o parkta kocamla ve çocuklarımızla uzun uzun sarıldık öpüştük..Otobüse binerek Norveç Folk Müzesine devam ettik.Burası Norveç halkının yaşam kültürü,yemekleri,evleri,bahçeleri,kapkacakları,giysileri gibi pek çok konuda bize fikir veren harika bir açıkhava müzesiydi.Ülkenin bulunduğu coğrafyada iklimin çok soğuk olması nedeni ile evler küçük küçük yapılmıştı.Hatta yatak boyları bile bir insan boyunun altındaydı.Bunu merak edip internetten araştırdığımda öğrendim ki,eskiden hızlı ısınmak için o yataklara cenin pozisyonunda yatılır ve o şekilde hızla ısınılırmış.Yine evlerin çatıları yeşil çimen kaplıydı.Toprak ve çimenin çatılarda bu şekilde kullanılma sebebi yalıtım amaçlı.Oradan Viking Müzesine devam ettik.Burası da en çok Efe’nin ilgisini çekti.İçerde 2 tane ,vikinglerden kalmış ve tahtaları yani iç iskelet tahtaları hala sağlam olan,viking gemisi vardı.Yine Vikinglerin kullandığı mutfak aletleri,giysileri ve evleri müzede sergileniyordu.Turumuzu Oslo’da görülmesi gereken en ilginç yerleri görerek, şehre ,şehrin tarihine ve oradaki yaşama ilişkin bilgi veren yerleri görerek tamamladık.
Akşam üzeri limanda oturup güneşin batışını izledik.Limanda oturduğumuz cafenin hemen yanında çocuk parkı vardı ve orada da çocuklar hala bitmeyen enerjileri ile bol bol oynadılar.Holmenkollen sky müzesi ve atlama simülatörü olan jump tower’ı görmeyi çok istiyordum.ama 2 gün için yeteri kadar yer gördük.üstelik Efe ve Ela ile..Ertesi gün sabah erkenden yola çıkacak ve fjord gezisi yaparak akşam norveç’in daha kuzeyine bergen şehrine ulaşacaktık.Bu yüzden bugünlük bu kadar yeter diyerek otelimize döndük..Yazının devamı için tıklayınız.Norway in a Nutshell
Bunlarda İlginizi Çekebilir
Son Yorumlar