Çocukla gezmenin öncelikli şartı sabırdır. Bu aslında çocuğunuza karşı sabırlı olmaktan ziyade tatilde yapılan işlerin çokluğuna karşı sabırlı olmakla ilgilidir. Eğer bir kış günü seyahat ediyorsanız otelden çıkarken onları kat kat giydirmek, eldivenler, bereler, botlar. Bir cafeye girdiğinizde kat kat soymak, sonra neyi nereye koyduğunuzu unutacağınız için sürekli bir arama halinde olmak, eğer çocuklardan biri küçükse bebek arabasını katlamak, açmak, yerleştirmek, kaldırıma indirmek bindirmek, bebek arabasını büyük çocuğunuz itmek isterse sürekli ”kardeşini sarsma, insanların ayaklarına çarpma ”gibi komutlar vermek bütün bunlar sabır ister doğal olarak.
Sonra kalınacak yerlerin merkezde olması hepten önemlidir. Toplu taşıma araçlarına ne kadar yakınsanız vakit kaybetmeden bir yerlere gitmek o kadar kolay olacaktır. Bir de siz beklersiniz ama onlar beklemez. Örneğin benim oğlum daha hava alanındayken ne zaman uçağa bineceğiz demeye başlar. Uçağa bineriz ne zaman kalkacak der. Kalkarız ne zaman ineceğiz der. Beklemeyi öğretmek işin en zor kısmı herhalde.
Rotanın mutlaka tatil öncesi detaylı planlanması gerekir. Çocukla gezmenin temel şartlarından biri de öncesinde planlı olmak ve mümkünse kararlaştırılan plandan çıkmamaktır.
Gezinizin içine onların ilgisini çekecek mutlaka animasyonlar serpiştirin. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki her ülkede mutlaka güzel bir eğlence parkı var. Hatta artık bizim ülkemizde de var. Çocuklar sadece müze, saray, kilise, güzel kafeler, doğal güzellikler ile ikna olmaz. Biz bu nedenle nereye gidersek gidelim bir eğlence parkını araya bir iki gün için sıkıştırıyoruz.
Gittiğiniz yere ilişkin mutlaka sizin de süslediğiniz bir hikayeniz olsun. Şehrin tarihini yada orada yaşayan insanların kültürünü bu hikayenin akışı içinde verirseniz emin olun yol boyunca sıkılmazlar.
Özellikle açıkhava parkları, kültür müzeleri onlar için eğlencelidir. Yanınızda mutlaka bir muz, elma, bisküvi, kutu süt vs. gibi ıvır zıvır bulundurun. Ben kendi çocuklarıma cips, şeker yedirmiyorum. Ama seyahatlerde çukulata, kuruyemiş gibi atıştırmalıklar onları bir süre oyalıyor.
Boyama kalemleri, pratik bir defter, ses kayıt cihazı, mini fotograf makinesi, uno kağıtları çantamdan çıkan diğer süprizler oluyor. Bazen 4 ümüz kelime oyunları, bilmeceler, tekerlemeler ile de vakit geçirebiliyoruz. Bu alandaki dağarcığınızı seyahat öncesi geliştirmekte fayda var. Ayrıca ben çok iyi masal uydururum. Hatta bloğumda uyduruk masallar diye bir başlık açmayı da planlıyorum. Spontane uyduracağınız masallar size en az 20 dak.kazandıracaktır.
Valizininizi lütfen çok doldurup çocuklarınıza da kötü örnek olmayın. Ben çıktığımız seyahatlerde bütün götürdüğümüz giysilerin seyahat sırasında mutlaka kullanılmış olmasına önem veririm. Aksi durumda onca gereksiz giysiyi boş yere taşıdığınızla kalırsınız. Mevsime ve gideceğiniz yerin şartlarına göre temel gereksinimleri bir iki yedekleme ile alın. Ne kadar eşya o kadar kafa karışıklığı. Ayrıca otelde o eşyaları açtığınızda ne dolaba sığar ne valizde derli toplu durabilir.
Ayakabı belki de altın kural. Kesinlikle bir çift yürüyüş ayakkabınız olmalı. Şıklıktan ziyade işlevsellik önemli. Eğer bir yerleri acır ve söylenmeye başlarlarsa hatta yürümek istemiyorum derlerse vay halinize.
Islak mendil, peçete çantanın olmazsa olmazlarıdır. Yürümeyi eğlenceli hale getirmek için çevrelerine mutlaka bakmalarını sağlayın. Yurt dışındayken şehri gezmek için hop on hop off ları kullanmak harika bir çözümdür. Hem çevrelerini seyrederler, hem rüzgarla direkt temas eğlencelidir. Üstelik istediğiniz yerde inip aynı yerden yeniden binme imkanınız da vardır. Bu otobüslerdeki kulaklıklarda bir süre fonksiyonel olarak kullanılır ardından aşağılara sarkıtılarak, ellerinde kement gibi sallanarak onları bir süre daha oyalar.
Lütfen kendi zevkinizden de mahrum kalmayın. Biz 4 kişi olarak, hatta bir kış günü, Londra seyahati yapmıştık. Emin olun publara girerek maç seyretmekten de eksik kalmadık. Onlar sıcak çukulatalarını yudumlarken siz de eşinizle günün keyfini çıkartabilirsiniz mutlaka.
Bebek arabası bizim için çok önemli. Efe geçen sene 10 yaşındaydı ve aktif bir şekilde hala kullanıyordu. Hatta 3 yaşındaki Ela’yı da kucağına alarak oturuyor ve ikisini birlikte itiyorduk. Gün içinde yaptığınız alışverişleri asmak için de bebek arabasının itme kolları muhteşemdir.
Güne erken başlayın. Çünkü çocukla gezerken akşamlardan pek hayır gelmez. Günün yorgunluğu, uyku ile birleşince hem huysuzlaşırlar hem olurda uyurlarsa taşımak zorunda kalırsınız. Biz genelde sabah 6 da kalkar çok sıkı bir kahvaltı ile en geç 8 gibi şehri keşfetmeye başlarız. Öğle yemeğini saat 3 gibi ve çok doyurucu ederiz. Akşam yemeğine çok aç girmediğimiz için de akşama doğru meyva ve süt, bizim için kahve yeterli gelir.
Çocukla gezmenin altın kuralları işte bunlar. Bir çok şey daha buna ilave edilir elbet.
Ama benim uyguladıklarım ve aklıma gelip sizinle paylaştıklarım şimdilik bunlar. Bol gezmeler hepimize.
Son Yorumlar