Didim- Bodrum 11-12 Haziran 2016

Bu yıl benim can dostlarım, yani M5, yani Muhteşem Beşli, doğum günlerimizi sürpriz bir şekilde kutlamaya karar verdik. Bu kararı aldıktan sonra ilk doğum günü, 21 Mayıs, yani benim doğum günümdü. Beni hariç tutarak bir yazışma grubu oluşturdular. Orada planlar, programlar yapıldı ve takvimler 11 Haziran sabahını gösterdiğinde Bilge’nin vale hizmeti ile, kapımdan alınarak hava limanına doğru yola çıktım. Ekibin kalanı ile hava alanında buluştuk ve Van uçağının kapısında beklemeye başladık.

”-Neden Van?”  Bu sorunun cevabı olarak,

”- Ailenle gitmişsin , bloğunda çok sevdiğini yazmışsın, madem bu kadar sevdin, bize de seni yediden Van’a götürmek yakışır.”  dediler.  🙂

”-Canlar, benim daha çok sevdiğim yerler de var misal Bodrum 😎  ”

”-Yok hocam afkurma Van ! ” Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/didim-bodrum-11-12-haziran-2016/

Eskişehir 4-5 Haziran 2016

Odun Pazarı Sokakları

İstanbul’a bu kadar yakın olduğu için bugüne kadar gitmemiş olabilir miyiz? Eskişehir’e gitmek, aslında hep aklımızda olan bir plandı. O kadar güzel anlatmıştı ki giden arkadaşlarımız. Avrupa şehirlerinden farkı yok demişlerdi. Uğrasızlar ve biz iki araba olarak yola koyulduk. Yol üzerinde Bolu’ya varmadan Berceste Dinlenme Tesisleri‘nde bir kahvaltı ettik. Öğleden önce Eskişehir’e vardık. Otelimiz Odun pazarındaydı. O bölgede tarihi konaklar hep az odalı butik otellere çevrilmiş. Bizim kaldığımız da bunlar arasında FRZ Konak Otel’di. Eşyalarımızı bırakır bırakmaz şehri gezmek üzere dışarı çıktık. Tarihi Odun Pazarı evlerinin bir çoğu turistik eşya satan, renkli boyanmış ve şehrin o bölgesine nostaljik bir hava veren, enerjisi yüksek bir yer olmuş. Burayı gezdikten sonra soluğu Eskişehir Mutfağı Çiğbörek Evinde aldık. Atatürk Bulvarı üzerindeki bu yerde yediğim çiğbörekler, çekirdek yermişcesine saymadan, mideye doğru yuvarlandı gitti. Yanında gelen turşu da bir o kadar lezzetli ve
iştah veren cinstendi. Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/eskisehir-4-5-haziran-2016/

Yine mi İtalya?

20 NİSAN 2016 ÇRŞ.NAPOLİ – POSİTANO

IMG_1217Muhteşem Beşliyi artık tanıyorsunuz. Benim 26 yıllık arkadaşlarım. Artık kaç yıllık olduklarını da söylemeyeceğim zaten. Yıllar ilerliyor. Bu yıl gezi öncesi M5 tişörtleri yaptırdık. Gamze diyor ki; ”- Yaşıtlarımızın yarısı öldü, kalan yarısı da hacı oldu. (Öznur sen hala evrene enerji gönder.) 50 yaşından sonra tişört yaptırıp ana okulu çocukları gibi giyip gezeceğiz, bi gidin yavvv !! Bu sizinle son tatilimdir, seneye direkt hacca!! ” 😀  Bu baskıya rağmen M5 tişörtlerini  yaptırdım. Bizim için gezi zaten, geziye son 2 hafta kala başlar. Mailler gider gelir, para hesapları başlar, eski defterler açılır. Eski defterler, eski gezi anıları demek. Gülmenin start aldığı gün, gezinin başlangıcı demektir.IMG_0735

20 Nisan Çarşamba akşamı THY ile AHL ‘den uçacaktık. Sinem, İnci ve Gamze, benim şubede buluştuk. İlk yurt dışı seyahatimizde sanırım yıl 1995, rotamız İspanya’ydı. AKM ‘de buluşmuştuk. Ki o zamanlar nereye gidersek gidelim AKM ‘de buluşulurdu. ”- Uçağa çok vakit var, haydi sinemaya gidelim .” diyerek bir filme girmiştik. Neye girdiğimize de bakmadık sanırım. Film bir Fellini filmi çıktı. Tatil enerjisinin yarısını salonda bırakıp yola çıktığımızı hatırlıyorum. 😀 Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/yine-mi-italya/

Hatay-19 Mart 2016

IMG_9526Uğrasızlar ile birlikte Hatay yolcusuyuz. Ailecek geziyoruz ya Uğrasızlar da ailemizin en kıymetli üyelerinden… Onlarla  sanırım bu dördüncü şehir gezimiz. Her biri diğerinden daha keyifli dört hafta sonu. Uğrasızlar ile birlikte olmanın en güzel taraflarından biri herkesin bir kankası olması. Ela ve Uygar’ı bir tek uyku ayırıyor. Efe ve Sarp ise son iki gezidir zaten birlikte, ayrı bir odada kalıyorlar. Artık tam ergen muhabbetinin koyulaştığı dönemdeler ve odalarından sürekli kahkaha sesleri geliyor ve daima çevrimiçiler 🙂

Sabah 5.30 uçağı ile yolculuk yapacaktık. Ateş’in kaçta kalktığını tahmin edersiniz. Sanırım 03.00 suları saati çaldı. Aslında ben bu duruma çok söyleniyorum ama ne zaman tek başıma ya da Ateş olmadan çocuklar ile seyahat etsem her seferinde uçağa zor binmişizdir. Bir defasında Efe’nin Bodrum’da yelken yaptığı dönemde, Bodrum’dan İstanbul’a dönüyoruz. İlk defa uçuşa bir saat kala havalimanında olup keyif yaptık. Ateş’e fotoğraflar atıp, “bak biz sensiz de vaktinde havalimanında olabiliyoruz” falan diye geyik yapıyoruz. Neyse, son çağrı, ”- Haydi kapıya ” anonsunu duyduk. Uçağa binmek üzere kapıya geldik, cep telefonumdan online check-in barkodunu gösteriyorum, adam demez mi  ”-Bu online check-in barkodu değil.”  ”-e nasıl olur ? biz bununla kapıdan geçtik.” Bu sefer şaşırma sırası adama geçti ve nasıl geçebildiğimize şaşırdı. Son çağrıya kadar check-in yapmadığımız için bizim isimler sistemden bile silinmişti. Gülelim mi,  ağlayalım mı,  yalvaralım mı derken,  Ateş aradı 🙂  ”-Hadi hala daha teliniz niye açık binmediniz mi? Rötar mı var? ” diye art arda soruyor… Olanı anlatsak kalp krizi geçirir 🙂 Konunun nasıl çözüldüğü belirsiz ama uçağa Çelebinin özel binek aracı ile son dakikada bir mucize gibi binebildiğimizi hatırlıyorum. Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/hatay-19-mart-2016/

Muhteşem Beşli ile Antep-Urfa ( 5-6 Mart 2016 )

IMG_9241

Muhteşem Beşli

Bloğumu okuyanlar yada yakın çevrem, Muhteşem Beşli’nin kim olduğunu ve hayatımdaki önemini iyi bilir. Arkadaş, dost falan, o kavramları geçiniz. Beni kesmez. Onlar benim nefesim. Hayatın yükünü hafifletenlerim. Daha çok yazarım ama kızarlar. Duygusala bağlamaya gerek yok. Duygusal lafları erkekleri söylesin onlara. Ben yine alıştırdığım şekilde, öyküyü anlatmaya başlayayım.

Her yıl Nisan-Mayıs aylarındaki  yurt dışı seyahatlerimiz çok güzel ama arası uzun. O kadar eğlenceli geziler için bir yıl beklemek, bu kısa hayat için fazla uzun bir süre. Ne yapalım? Başta kendi memleketlerimiz olmak üzere yurdumuzu da karış karış gezelim dedik. Hem ekonomik, hem de ekstra izin almadan hafta sonuna sığar.

Bu kararı alınca Bilge-Tokat, Ben-İzmit, Gamze-Trabzon, Rus olduğunu iddia eden Sinem ve Niğde-İnci olmak üzere yer planlamaya çalıştık. Ancak bunların hiçbirinde uzlaşamayınca, ”- Haydi, ilk hedef Antep olsun ! ” dedik. Dediğimiz dakika İnci biletleri kesti 🙂 Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/muhtesem-besli-ile-antep-urfa/

AMERİKA-2016-SAN FRANCISCO,LOS ANGELES,SAN DIEGO

IMG_7386Bu güzergahı ne zaman kafama taktım tam hatırlamıyorum. San Francisco’yu merak ediyordum evet, ama asıl hayallerime girişi sanırım Route 1 ‘ın fotograflarını görünce oldu. Pasific Okyanusu’na paralel giden bu yol, sahip olduğu nefis virajlarla, yamaçlarla, kasabalarıyla beni büyüledi. San Francisco ile başlayarak, Los Angeles ‘a varacağımız bu rotada,  çok yorulmamak için en az iki gece Route 1 üzerindeki kasabalarda  konaklamamız gerekir diye düşündüm.Ateş de bu rotaya San Diego’yu ekleyince yol planı oluştu.

Kısaca şu hale geldi; 4 gece San Francisco, son gün araba kiralayarak Route 1’e çıkış, yol üzerinde Carmel ve Cambria ‘da konaklayarak 7.gün Los Angeles’a varış. Orada 4 gece konaklama. Bir gece San Diego ve ertesi gün 1 gece daha L.A.’de kaldıktan sonra eve dönüş.Toplam 12 gece. Program gerçekten de doğru planlanmış mıydı? Bence evet .Yormadı, sıkmadı.Kısaca iyiydi.Ama şu da var ki yazın gidecek olursanız bu program tamamen değişir.Çünkü o kasabalar çok daha uzun kalmayı hakeder. Mesela yazın L.A.’ de su parkları devreye girer. San Diego ‘ya iki gün yetmez.Yani bu program sadece sömestre için ideal bana kalırsa.

Detaya başlamadan kısa kısa notlar; Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/amerika-2016/

23 Ocak Ctesi,San Francisco Uçuşu ve Otele Varış

IMG_7216Sabah 3 ‘de kalktık.Yatmadan önce içtiğim greyfurt suyunun etkisi ile bu kısa sürede olabilecek en iyi uykuyu uyudum. Ela’yı en son uyandırarak, yola koyulduk. Arabayı AHL ‘de bıraktık. Ateş’in yoğun stresi altında havalimanına vardık. Bizim 2 valiz ve iki çocuk ile yaklaşık 20 saat sürecek bir yolculuğa çıkmamız, kendisi için zaten başlı başına bir stres sebebiydi. Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/23-ocak-ctesisan-francisco-ucusu-ve-otele-varis/

24 Ocak Pazar San Francisco 1.Gün

IMG_7251

Mama’s, kahvaltısı harika !

Sabah gün maalesef 7.30’da aydınlandı. O saate kadar Ela en az 50 defa, sabah olmadı mı anne diye sordu. Son sorularına göz yaşları da eşlik etti. İnternetten güzel kahvaltı yapabileceğimiz neresi var araştırdım. Mama’s denen yeri bulduk. Pankek ve yumurtalı tabakların fotoğrafları çok güzeldi. Ayrıca birkaç lezzet blogçusu da güzel yorumlar yazmışlardı. Her güzel yerin önünde mutlaka sıra vardır. Bu bir kural. Bunu bilin ve sırayı gördüğünüzde üzülmek yerine, ” – ohhh ne güzel, demek ki gerçekten güzel bir yer ” diyerek, kendinizi teselli edin, motive edin. Pankekleri hafif tuzluydu, bu durum damak zevkine göre kimilerine hoş gelse de ailemizin tatlıcıları olan Efe ve benim için tercih edilebilir bir lezzet değil. Ama içinde avokado ezmesi, mantar, çedar peynir olan omletler nefisti. Ayrıca o gün öğrenmiş olduk ki kahve siparişini bir defa yaptıktan sonra artık o bardak hiç boşalmıyor. Bittikçe, hatta azaldıkça dolduruluyor. Böylece 3.günde kahve bağımlısı olmuştuk. Kahvaltı süresi 3 büyük fincan demek. Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/24-ocak-pazar-san-francisco-1-gun/

25 Ocak P.tesi San Francisco 2.Gün

IMG_7339

Buena Vista

Bu sabah  güne 3’de başladık 🙂 Aslında bir gün önceye göre çok iyi bir saat. Bir gün önce gece saat 22.30 ‘da, 7 saat uyuyup, uykumuzu almış bir şekilde kalkmıştık. Sabah 3’de kalkınca zaten ailecek hepimiz uyanmış oluyoruz.Önce Efe’nin ”-anneee uyuyor musun ? ” sorularına, belki yeniden uyur düşüncesi ile cevap vermiyorum. Ama ardından Ela ve ardından ”-hımmmmm n’oluyor ? ” diyen Ateş de bu seslere eklenince, bana da gülerek, günaydın hepinize ! demek düşüyor. Neyse sabah 7 ye kadar bir şekilde vakit geçirip otelimize yürüyüş mesafesinde bir mekan olan Buena Vista Cafe’ye geldik. Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/25-ocak-p-tesi-san-francisco-2-gun/

26 Ocak Salı San Francisco 3.Gün

IMG_7446

Hollyywood Cafe

Her zaman ki gibi sabah 4 de uyandık. Ne zaman normal saat düzenine geçeceğiz acaba? Bugün kahvaltı için otelimize çok yakın bir yer buldum. Hollywood Cafe. Artık şu omlet içi bol malzeme olayına ve tabi hiç bitmeyen kahveye çok alıştık. Fiyatı da uygundu. Fiyat konusunu biraz yazmam gerekirse, 4 kişilik kahvaltılarımız min.60 usd tutuyor. En fazla ödediğimiz yere ise  70 usd verdik. Öğle-akşam arası bir saate denk getirdiğimiz son öğün ise 80-120 usd lık bir aralıkta. Tabii ki kurun 3 ile çarpıldığı bir para birimini kullanıyorsanız 10 usd bile önemli 🙁 Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/26-ocak-sali-san-francisco-3-gun/

27 Ocak Çrş. Güle Güle Golden Gate !!

IMG_7439

Gün batımında çekilmiş, San Francisco sokakları

Bugün San Francisco’dan ayrılıyoruz. Güle güle güzel şehir. Hollywood Cafe’de son bir kez daha kahvaltımızı ettik. Sonra yürüyerek arabamızı teslim alacağımız firmanın ofisine gittik. Jeep Compas. Bizim için iyi ve rahat bir arabaydı.

IMG_7880Arkasına tüm valizleri attık. Önce köprüden bir defa daha geçerek Muir Woods ‘a gidecektik.  Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/27-ocak-crs-gule-gule-golden-gate/

28 Ocak Prş. Carmel’den Cambria’ya Doğru

IMG_7691

Carmel Sahilleri

IMG_7581

Carmel

IMG_7585

Carmel

Sabah kalktık ve oteldeki kahvaltımızın ardından Carmel’i köşe bucak yürümek üzere kendimizi dışarı attık. Valizlerimizi de arabaya yüklediğimiz için özgürdük. Tüm dükkanları, tüm sokakları, tüm evleri, tüm ağaçları kısaca tüm Carmel’i, yürüyerek bitirdik. Sonra mı? Sonra hayatımın en keyifli, en özgür anlarından biri başladı. Sahilde eşsiz bir şekilde devinen okyanus dalgalarını gördük. Daha arabadan inmeden çocuklar soyundu. Ben de kolumdaki saati, ayakkabılarımı, çoraplarımı fırlattım. Çıplak ayaklarımız ile kumlarda çılgın gibi koşmaya başladık. Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/28-ocak-prs-carmelden-cambriaya-dogru/

29 Ocak Cuma Cambria’dan L.A.’e Devam

IMG_7624Maria’nın hazırladığı kahvaltının ardından yola koyulduk. Kahvaltı yan masa ile ettiğimiz sohbet sayesinde daha da keyifli hale geldi. Amerikalı aile, Türkiye’yi artık kafasında nasıl biliyorsa, Ateş ve Efe’nin ingilizce konuşuyor olmasına  çok şaşırdılar. Bu lisanı nereden öğrendiklerinden tut, Orta Doğu ‘da devam eden savaş, bunun Türkiye’ye güvenlik etkisi, benim gezi yazılarını topladığım  bloğum, konu konuyu açtı. Uzun ve neşeli sohbet kahkahalar  ile renklendi. Otel görevlileri ile karşılıklı teşekkürler ve vedalaşmanın ardından dün akşam güneşi batırdığımız sahile sürdük arabayı. Çocuklar ve ben yeniden okyanusa girmek istiyorduk. Kıyıya ulaştığımızda mutluluk ve telaş ile yine denize koştuk. Aynı keyifli anları hafızamıza iyice yerleşmesi için yeniden tekrar ettik. Bir süre sonra ayaklarınız donduğu için sudan çıkasınız da gelmiyor. Buranın tek sorunu kum değil çakıl oluşu ve bunun da ayaklarımızı acıtmasıydı. Buna rağmen çok eğlendik. İç çamaşırlarımıza kadar ıslak bir halde arabaya geldik. Kısa bir temizliğin ardından yola devam… Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/29-ocak-cuma-cambriadan-l-a-e-devam/

30 Ocak Cumartesi L.A.Hollywood Studios

IMG_7787Sabah otelimize de çok yakın olan Universal’a gitmek üzere yola çıktık. Bugüne kadar Orlando’ya gittiğimiz için ve orada 5 günlük, park içi otel konaklaması yaptığımız için, park giriş bilet fiyatları ile çok ilgilenmiyorduk. Sonuçta gün sayısı fazla olunca zaten bilet fiyatı yarı yarıya azalıyor, o tutar da konaklamanın içine eklenince güle oynaya parklara girip çıkıyorduk. Bu sefer resmen içimize oturan bir rakam ödedik. Buraya yazamayacağım. Sitesinden bakın. Hatırlamak istemiyorum 🙂 Şimdi gelelim içeride eğlenceli neler var kısmına. Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/30-subat-cumartesi-l-a-hollywood-studios/

31 Ocak Pazar L.A

IMG_0047Sabah fırtınalı ve yağmurlu bir havaya gözümüzü açtık. Otelden çıkmadan önce nerede kahvaltı edebileceğimizi planlamak üzere biraz internetten yer baktık. Los Angeles’da kahvaltı diye google’a yazdığınızda ilk sıralarda çıkan bir yer buldum. Otele yaklaşık 4 km mesafedeydi. Tabii ki  L.A.’de 4 km’yi öyle hap gibi alamıyorsunuz. Çünkü ne demiştik, sürekli kavşak, sürekli ışık ve o ışıklar bizi görünce mutlaka kırmızıya döner. Kural budur. Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/31-ocak-pazar-l-a/

1 Şubat Pazartesi-Knott’s Berry Farm

IMG_7879Sabah kahvaltı bile etmeden hemen yola koyulduk.
Sevgili babamız bizim için harika bir park bulmuştu. Knott ‘s Berry Farm. Şehrin yaklaşık 40 km dışında, Amerika’nın en eski tema parklarından biri.

Harika bir gün geçirdik diyerek başlamak istiyorum. Park tam istediğimiz gibiydi. Ela’nın binebileceği, boyuna uygun birçok oyuncak ve aktivite  vardı. Efe içinse ride cennetiydi. Özellikle bir kaç tanesi adamı sersem eden cinstendi. Sabah sert rüzgar devam ettiği için bazı ridelar kapalıydı. Ama öğlene kadar rüzgar kesildi ve binmediğimiz hiç bir şey kalmadı. Defalarca bindik hem de. Buranın en güzel özelliklerinden biri de sıra denen şeyin olmamasıydı. Belki hafta içi bir gün olduğu için böyleydi. Ama sebep her ne ise şans bugün bizden yanaydı. Normalde biz parkları kapatır öyle çıkarız. Ama karnımız o kadar çok acıkmıştı ki saat 5 olduğunda çıkmaya karar verdik. Park sanırım saat yedide kapanıyordu. Çıkmaya karar verdikten sonra, haydi finali bununla yapalım şununla yapalım derken saat 17.30 oldu ve çıktık. Parkın hemen karşısındaki TGIF ‘de güzel bir akşam yemeği yedik.

IMG_7832IMG_7841

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/1-subat-pazartesi/

2 Şubat Salı-L.A’e veda San Diego’ya devam.

IMG_7889Bugün yolculuk var. Neyse ki yol o kadar uzun değil. Yaklaşık 2 saat sürecek. Arabayı ben aldım. Ateş de biraz dinlensin, yanımda oturup bana eşlik etsin. Güne güzel bir kahvaltı ile başlamak istedik. Toast Bakery denen mekanı bir blogger yazısında bulduk. Kendisi dünyayı değişik lezzetler denemek amaçlı gezen, bunu fotoğraflayan birisi ve hem çektiği fotograflar çok albeniliydi hem de burası için, hayatımda yediğim en iyi pankeki yapan yer, ifadesini kullanınca kararımızı verdik. Devamını oku

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/2-subat-sali/

3 Şubat Çrş. San Diego’dayız ama gece L.A.’e dönüş..

IMG_8040

San Diego Hayvanat Bahçesi

IMG_7948

Hash House

Bugün yarım günümüzden fazlasını hayvanat bahçesi için ayırmıştık. Ama önce güzel bir kahvaltı etmek üzere yola çıktık. Yine internetten bulduğumuz  bir yere gidecektik. Gerçekten yerel, mahalle arası bir yerdi. Yorumlar çok iyiydi ama gittiğimizde, okuduklarımızın daha iyisi ile karşılaştık. Yerin ismi Hash House a Go Go. Kapısında sıra vardı tabiki 🙂 Ama şanslıyız ki sıranın yoğunlaşması, biz masamıza geçtikten sonra oldu. Bu sefer sadece 10 dakika kadar bekledik. Beklerken masalara servis edilen tabaklara hayran kaldık. Tek sorun tabakların menüdeki isimlerini bilmiyor oluşumuzdu. Porsiyonların büyüklüğü inanılmazdı. Yani bir kişi bir tabak yemek söylese, bitirmesi mümkün olmayan boyutlardaydı. Biz de siparişimizi almaya gelen bayanın da yardımı ile pankek tabağı ve yumurtalı patatesli bir tabak olmak üzere iki sipariş verdik. İyi ki  öyle yapmışız, çünkü gelen bu iki tabak ile 4’ümüz de tıka basa doyduk. Lezzet çok iyidi fiyat da bir o kadar uygundu.Sanırım 40 usd hesap ödedik.Bu rakam tüm tatilin en uygun kahvaltı fiyatıydı.

IMG_7957Hash House hayvanat bahçesine de yakın bir yerde. Hayvanat Bahçesi, Balboa Parkın orada. Dolayısıyla hepsi birbirine yakın noktalar. San Diego Zoo bileti içerideki otobüs turunu ve teleferik ulaşımını da kapsıyor. İlk önce büyüklüğünü kestiremediğimiz için parkın içindeki çift katlı gezi otobüsüne binerek tüm parkı dolaştık. Aklınıza gelecek her hayvan olmakla birlikte Londra Hayvanat bahçesini daha çok beğenmiştik. Hayvanat bahçesindeki hayvanların mutlu olması beklenemez elbet. Ama o kadar mutsuz gözüküyorlardı ki onlar bu kadar mutsuzken bizim onları seyrederek mutlu olmamız çok saçma olur değil mi? Doğal olarak da öyle oldu. Acımaktan ve hayvanat bahçesi gibi bir düzene neden ihtiyaç duyulduğunun  felsefik tartışmasını yapmaktan işin eğlenceli kısmını yaşayamadık. Çocuklar ise en çok maymunları izlerken eğlendiler. Çünkü maymunlar bir aileydi, kalabalıklardı, içlerinde bebek maymunlar vardı. Bu bebek maymunlar annelerinin sırtında geziyor, meme emiyordu. Bu görüntüler eğlenceli ve güzeldi. Zaten en mutlu olanlar da maymunlardı. Fil, Aslan,su aygırı, Zürafa, Gergedan, penguen, yılan….bir çok hayvan vardı ama hepsi kafeslerinde birer tane. Kuşlar çok güzeldi.. Onlar, diğerlerine göre doğala daha yakın ve daha geniş alanlarda sergilendikleri için keyifleri de diğerlerine göre daha iyiyidi. Hayvanat Bahçesine girerken kapanıncaya kadar kalacağımızı düşünüyorduk ama öğleden sonra saat sanırım 3 gibi çıktık.IMG_8041
Ateş, San Diego Ünv.’ne gitmek istiyordu. Daha önce, henüz ünv.de okurken, Meksika ve Amerika seyahatleri yapmış ve  buraya da gelmiş. Üniversite, Zoo’ya 10 km uzaklıktaydı.Gittik. Ben de Efe için belki motivasyon olur diye düşündüm. Efe’yi yetiştirirken, dünyanın herhangi bir köşesinde yaşamasının sadece kendisine bağlı olduğunu ve hayatını kuracağı yeri çok geniş düşünmesini istiyoruz. Ben, ünv.bittikten sonra yurt dışına gitmek çok istemiştim. Ama hemen çalışıp para kazanma mecburiyeti ve aile yapısı nedeni ile bu mümkün olmadı. Şimdi çocuklarımız, üzerlerinde baskı hissetmeksizin, özgürce karar alabilsin istiyoruz.Ama bu düşünce tarzımıza rağmen, Efe, ben İstanbul dışında asla okumam diyor 🙂  (Bu da onun bugünkü  özgür kararı elbet)

Fikirler hele de bu yaşlarda çok sık değişir. Efe için San Diego State Unv.’si hiç bir şey ifade etmedi. Halbuki gençler, patenlerle ve kaykaylar ile kampüste dolaşıyorlardı. Oranın iklim koşulları, deniz, plaj vs. düşünüldüğünde delikanlılık döneminde ben vazgeçtim diyebilir  🙂

Ateş için de gördüğü yer, hayalkırıklığı oldu. O zamanlar arkadaşı Rüzgar ile geldiklerinde aklında kalanlar ve bugünkü hali arasında  demek ki çok değişiklik vardı.

Seaport Village tarafına gittik.Orada Convention Center var ve içinde dev bir otopark bulunuyor. Arabamızı buraya park ederek Seaport’a kıyı sahilinden yürüdük. Burası bir çok restorant, butik, turistik eşya satan dükkanlar vs ile dolu. Denize karşı bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Ayrıca güneşin batışı da çok keyifle izlenebilir. Akşam yemeğimizi burada yedik. Yemeğin ardından da L.A.’e dönmek üzere yola çıktık.

Biz 1.5 günde San Diego’yu bu kadar gezdik. Aslında gezilebilecek yerler genel olarak buralar. Sizin daha fazla vaktiniz varsa Little Italy, Gaslamp Quarter, Hotel del Coronado  ve Sea World’ü ekleyebilirsiniz. Tabi yaz aylarında geldiyseniz Beach lerde keyifli olur. Yazının devamı için lütfen tıklayınız. 4 Şubat Prş.Güle Güle Amerika

IMG_8043

San Diego Zoo

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/3-subat-crs-san-diegodayiz-ama-gece-l-ae-donus/

4 Şubat Prş.Güle Güle Amerika

IMG_7733Güle güle Amerika. Bir daha ne zaman görüşürüz bilmiyorum. Dünya büyük ve benim görmek istediğim çok fazla yer var. Üstelik ailecekgeziyoruz.com, ailecek gezmek demek ve zaman çok hızlı aktığı için çocuklarımız ile birlikte seyahat edeceğimiz süre de hızla azalıyor.

Sonrasında bloğun ismini değiştirmek gerekecek. Kocamla geziyorum, çocuksuz geziyoruz, tek başıma geziyorum, yaşlandık gezemiyoruz, eski anılarımız ile yeniden geziyoruz.com. gibi .

Bugün için anlatacak bir şey yok. Dün geceyi zaten havalimanı otelinde geçirmiştik. Sabah kalkınca da arabayı bırakıp havaalanına girmek dışında bir şey yapmadık. Sonrası, gelirken detaylı yazdığım gibi yaklaşık 20 saatlik bir yolculuk. Herşeyin yolunda gittiği, valizlerimizin kaybolmadığı ve güvenle evimize vardığımız bir yolculuk olduğunu söylemem yeterli..

Gelelim izlenimler ve veda kısmına..

Amerika, 20 li yaşlarımda hayallerimi süsleyen, yaşamak istediğim, ilham veren, orada yaşarsam dünya vatandaşı olacağıma inandığım bir yerdi. Evlendik, bu düşüncelerim devam etti. Green Card başvuruları, oralarda iş bulma, yerleşme planları..Bir süre böyle gitti. İlk Amerika yolculuğunu 1999 yılında yapmıştım. O kadar az şey biliyordum ki Orlando’daki Disney Land’in eğlenceli trafik ışıklarını Amerika’nın normal hali sanmıştım.

Ben büyüdükçe ve gördüklerim, okuduklarım bu süre içinde algılarımı değiştirdikçe, sonraki gidişlerimiz eskisi kadar özendirici olmadı.Ve sanırım finali de bu seyahat ile yaptım. İstanbul’da kaçmak ve uzaklaşmak istediğim ne varsa Amerika’da fazlası ile mevcut. Kalabalık, trafik, insanın üzerine üzerine gelen tüketim bombardımanı, evsizler, mekanik bir düzen..Ve yolda Ateş’e dedim ki,çocuklar buralarda okumayı seçerlerse bile benim bu yollara katlanacak enerjim yok..

IMG_7614Bu genel bakış açım.15 günlük tatilin izlenimine gelirsek,

San Francisco görülmesi gereken bir şehir.Kesinlikle bir ruhu var ve orada kalırken bunu hissedebiliyorsunuz.

Okyanusun uçsuz bucaksızlığı, dev dalgaları sizi bir yerlere sürüklüyor, izlemesi bile keyifli. Vaktiniz varsa dalga sörfünü siz de deneyin.

Lezzetli, yerel, küçük restorantlantların  peşine düşün. Oralarda daha doğal bir ortamda, şehrin yerlisi gibi hissederek anın tadına varın.

Route 1 deki küçük kasabaları keşfedin ve sokak pazarları, çiçek pazarları gibi, oraya özgü yerleri mutlaka gezin.

Gurme turlarına, vaktiniz varsa katılın.Carmel, Cambria gibi kasabalar gurme turları, üzüm bağları ,şarap tadımları ile meşhur yerler.

Çocuklu gezginseniz, mutlaka oyun parklarına girin ve çocuklarınız ile birlikte siz de çocuk olun. Sıkılsanız dahi onların enerjilerinin sizi  yukarı taşımasına izin verin. Kendinizi onlara bırakırsanız enerjinizin yükseldiğini göreceksiniz. Hayır demeden önce,  kısa bir süre düşünüp evet ile akışta kalın..

Alışverişi boşverin. Ama magnet, defter, kalem, biblo, kartpostal, şapka, tişört, kitap, minik objeler, yerel içecekler, soslar..  vs gibi size anı olarak kalacak ne bulursanız yanınıza alın.

Kısacası tadını çıkartın. Tadını çıkartmadan dönmeyin. Not alın, hafızanıza güvenmeyin. En çok da o gün aklınızda ne kaldı, sizi en iyi hissettiren an ne oldu? Onu not alın. Sonrasında, yani eve döndüğünüzde, onları okuyun. Çocuklarınıza da hatırlatın. Böylece canınız istedikçe o anlar, yeniden ,yeniden ve yeniden size keyif vermeye devam etsin.
IMG_8042Yolda olmak güzel. Tutkularınıza ortak olacak, dünyanın herhangi bir köşesini, rotamız bu olsun, diyerek seçtiğinizde size eşlik edecek canlarınız varsa, yolda olmak daha da güzel..Yoksa da üzülmeyin. Yolun kendisi zaten en büyük yoldaş.

Yeni bir gezide, burada buluşmak üzere,ailecekgeziyoruz’a devam.

 

 

 

 

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/4-subat-prs-gule-gule-amerika/

Londra’yı Yaşamaya Devam -29 Ekim 2015

IMG_4471 (1)29 Ekim tatilini fırsat bilerek 29 Ekim Perşembe günü sabah uçağı ile Londra’ya uçtuk.Karı koca baş başa bir seyahat olacaktı.3 tam günümüz vardı ve bu 3 gündeki ana hedef, lezzet durakları keşfetmek,bazı müzelere doymak,bir yere yetişme yada bir yer görme telaşı olmaksızın Londra’da 3 gün yaşamaktı..Tabi bir akşam yine müzikal keyfi yapmak da cabası:)

Otelimizi bu sefer Kensington’dan seçtik.Kensington’ın biraz daha batı tarafında yanında metro istasyonu da olan bu otelin adı Park Grand London Kensington.Odalar 2 kişi için ideal büyüklükte,gürültü yok,temiz.Kahvaltı almadık çünkü kahvaltıyı da dışarıda yapmak istiyorduk.Neyse ben size kısa kısa notlar halinde 3 günü özetlemek istiyorum.

Notlar ve Tavsiyeler;

IMG_3934

Washabi Sushi&Bento

IMG_3937

Soho Street Food

  • İlk yapacağınız iş gitmeden evvel telefonunuza ULMON (CityMaps2Go)  yüklemek olsun.Londra şehrini yükleyerek oraya giderseniz ve gitmek istediğiniz yerleri de öncesinde işaretlerseniz internete ihtiyacınız olmaksızın uygulama sizi her yere götürecek.Keşke bu uygulama köyler kasabalar için de olsa..
  • Günlük metro kartı alarak ilk iş Piccadilly’e gittik.Size tavsiyem günlük metro kartı yerine Londra’nın akbili olan Oyster kart alın.Bunun için 5 GBP depozit ödeyeceksiniz ve içinde yüklü olan kontürler sizin için günlük karttan çok daha ekonomik olacak.
  • Piccadilly’de sushi yedik.Yediğimiz yer zincir restorantdı.İsmi Wasabi Sushi&Bento.Fast food tarzı bir yer olan bu restorantda soğutuculu dolap raflarından, kutular içinde istediğiniz sushi’yi seçiyorsunuz.Kasanın önüne geldiğinizde eğer orada oturup yiyecekseniz,sizden  ekstra bir ücret daha isteniyor.Take away daha ekonomik yani..İstanbul’da genelde Sushico’dan sipariş veririz ve orası ile kıyasladığımda Sushi&Bento çok daha üstün.
  • Yürüyüşümüz Soho’ya devam etti.Orada açık yiyecek pazarı vardı ve festival gibi renkli mis kokulu görüntüler içinde yürüdük .Karnımız tok olmasaydı kesin orada ayak üstü yerdik.
  • Byron’un önünden geçtik.Bir önceki gelişimizde hamburgerini denemiştik.Burası zincir bir hamburger restorantı.Bu gelişimizde de bir çok yerde Byron’a rastladım.
IMG_3939

Byron Hamburger-Soho’daki restorant

IMG_3941

London Poppy Day Covent Garden

  • Yürüyerek Covent Garden ‘a vardık.Orada London Poppy Day kutlamaları vardı.Meydana tepeden bakacağımız cafelerden birinin barına geçtik.Müzik dinleyerek bir süre gösterileri izledik.Punch & Judy orada en sevdiğim yer.Hem konumu hem de içinde satılan ıvır zıvıra bayılıyorum.
  • Buradan otelimize devam ettik.İlk gün hatırı sayılır derecede gezmiştik.İkinci gün kahvaltı için bomba bir mekan ile güne başladık.The Breakfast Club.Londra’da bir kaç yerde var.Biz Soho’dakini tercih ettik.Kapısında sıra olduğunu görünce şaşırdık.Gerçi ertesi gün gittiğimiz restorantın da kapısında  sıra vardı.Sonradan anladık ki hangisine gidersek gidelim burası sıra olan bir yer.Peki sıraya katlanmaya değer mi?Kesinlikle değer.Tabaklar harika.Hem sunum, hem lezzet, hem de porsiyon büyüklüğü 10 numara..Ayrıca içinde çalışanlar çoğunluk genç.Enerjileri yüksek.Ortamın dekoru çok güzel.Üstelik bizim gittiğimiz tarih cadılar bayramına denk geldiği için çok ilginç makyajlar ve kostümler içinde servis yapıyorlardı.Fiyat ise kişi başı 10-12 paund civarı.
IMG_3987

The Breakfast Club’da cadılar bayramı

IMG_3949

Soho’daki The Breakfast Club

  • Kahvaltıdan sonra Ateş’le ayrıldık.O British Museum’a gitmek istedi.Aslında her ikimizde daha önce burayı ziyaret etmiştik.Ama sevgili eşim her odasında bir gün geçirebilecek kadar tarih ile ilgili olunca gününü bu şekilde planladı.Ben ne mi yaptım?Buyrun devam edelim o halde..
  • Oxford Street No 105 Mağazanın adı Tiger Stores.Burası 1-2-3-5-10 GBP lik ucuz ürünlerin olduğu,eğlenceli,çok renkli bir mağaza.Buradan kağıt,kırtasiye,oyuncak,yeni yıl süsleri,mutfak malzemeleri gibi çok çeşitli şeyler bulmanız mümkün.
  • Oradan Primark‘a kadar yürüdüm.Normal şartlarda asla dolaşamayacağım kadar dev bir mağaza.Kapısından baksam içime sıkıntı çökecek cinsten.Ama çocuk reyonuna bakmadan dönmedim.9 GBP ‘ye Ela’ya güzel bir ayakkabı aldım.Efe’ye 5 GBP eşofman altı,üstü,kıza pijama..Yani hepi topu 30-40 paund harcayarak çocuklara bir çok şey alma imkanı olan bir yer.
  • Gelelim bugünkü lezzet noktamıza.Ateş ile buluşup fish and chips yemek üzere Masters Super Fish restorantın yolunu tuttuk.Restorant Waterloo ‘da.Yakınında metro durağı var.Burası ingilizler için oldukça bildik ve popüler.15.00 ve 17.30 arası kapalı.Lezzet klasik ama kötü tarafı yağ kokusu çok yoğun.Oradan çıktığınızda üstelik bizim gibi müzikale falan gidecekseniz yanınızda oturan için üzgünüm.Ayrıca ağır da bir yemek..Yoğun yağda kızardığı için yedikten sonra pişmanlık hissettiren cinsten.Lezzet ise bana göre standart.Önden yediğimiz ızgara sardalya ise çok lezzetliydi.
IMG_3955

Masters Super Fish-Waterloo

IMG_3979

Fortnum&Mason’a üst kattan bakış

  • Tiyatro için daha zamanımız vardı.Biz de bir kahve içmek üzere Fortnum & Mason’a gittik.Piccadilly’de.Muhteşem bir mağaza.Bir tatlı eşliğinde kahvelerimizi içtik.İnanılmaz güzel mutfak malzemeleri ve seramik -porselen eşyalar var.Fiyatlar pahallı.Bu nedenle maalesef alamadım.Mağazanın bir katı sadece çay ve kahve ürünleri ile dolu.Oradan keyfinize göre çay ve kahve seçip, İstanbul’da Londra keyfi yapmak üzere ,satın alabilirsiniz.
  • Les Misérables (Sefiller) Queen’s Theatre’da izledik.Ben sıkıldım.Mamma Mia ve Phantom of the Opera’da çok daha iyi vakit geçirmiştim.Ama bana bakıp karar vermeyin sakın.Sonuçta görsel olarak, kadrosuyla ,sahnesiyle görkemli bir prodüksiyon.
  • Tiyatrodan sonra yine metro ile otelimize..3.güne de The Breakfast Club‘da başladık.Bu sefer Battersea Rise‘a kadar gittik.Daha önce Londra’nın bu tarafına hiç gelmemiştik.Ben çok beğendim.Kasaba gibi küçük ve şirin bir yer.Üstelik merkeze de çok yakın.Bu sefer pan cake li bir kahvaltı sipariş ettik.Kapıdaki kalabalığa rağmen uzun uzun oturabilmeniz ve kimsenin sizi rahatsız etmemesi de -eğer oturabilmişseniz-iyi tarafı:)
IMG_3981

Battersea Rise TBC

IMG_4021 (1)

Camden Town

  • Kahvaltımızı ettikten sonra Camden Town’a devam ettik.inanılmaz bir kalabalık,ilginç ve renkli binalar,yiyecek pazarı,eski kitaplar,eski plaklar,hippiler…Bir pub da biraz oturup geri döndük.İlk gidişte ilgi çekici bir yer.Siyah pelerinler,vampir kıyafetleri,değişik aksesuarlar..Tabi sizde benim gibi ne yapıcam bu kadar saçma sapan şeyi diye düşünenlerdenseniz bir daha gitmezsiniz olur biter.
  • Camden ,’dan çıkıp benim daha çok ilgimi çekecek bir yere Borough Markete geldik.İşte aradığım yer.Bir nevi kapalı pazar.Peynir ve ekmek standlarının yanında saatlerce takılabilirdim.Hatta onu bunu tadayım derken karnınızı da doyurabilirsiniz.Londra köprüsünün ayak ucunda.Pazarın hemen yanındaki sokaklar, lezzetli restorant yada ayak üstü bir şeyler içebileceğiniz publar ile dolu..Ama biz yemeği Covent Garden’da yemek istediğimiz için oraya kadar yürüdük.
  • Zizzi ,Covent Garden’da İtalyan Restorantı..Güzel bir pizza yedik.Hem ortam hem de lezzet iyiydi.Biraz erken gittiğimiz için çok rahat yer bulduk ancak bizim kalkmamıza yakın kapısında sıra oluşmuştu.İçinde çok şık bir odun fırını var.Pizza ve ekmekler bu güzel fırından çıkıyor..
IMG_4017

Borough Market rengarenk

IMG_4018

Zizzi İtalyan Restorantı-Covent Garden

Yemeğimizi de yedikten sonra biraz daha oralarda müzik dinleyip otelimize geri döndük.Ertesi gün dönüş günüydü ve  uçağımızda sabah erkendi.3 günlük Londra gezimiz işte böyle dolu dolu geçti.Gecesi,gündüzü her zaman hareketli bu şehirde daha yapacak bir çok şey var.Bu yüzden bloğumda bundan sonra da Londra yazıları görmeye devam edeceksiniz.

 

 

 

FOTOGRAFLAR

IMG_3953

Tiger Stores Oxford Caddesinde

IMG_3974

Fish and Chips

IMG_3975

Fortnum and Mason’da tatlı çeşitleri harika!

 

IMG_3951

The Breakfast Club’da somonlu yumurtalı bir seçenek

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://ailecekgeziyoruz.com/londrayi-yasamaya-devam-ekim-2015/

Translate »