2.Gün Füssen’e doğru -30 Nisan Prş.

Rothenburg’daki nefis pasta

Güzel otelimizdeki şahane kahvaltının ardından Romantik yolun bu en güzel ve tarihi kasabasını biraz daha dolaştık.Neredeyse bütün sokaklarını gezdik,dükkanlarına girdik.Magnetler,biblolar,porselenler,örtüler…..bir çok hatıra obje aldık.

Alman Pastası adı nereden çıkmış acaba?Kaç tane pastane gördüysek bizim bildiğimiz tipteki pastaya rastlamadık.En yakın olan ve canımızın çektiği aşağıda fotografını paylaştığımdı.Ama onu da sabahın 8’inde gördüğümüz için alacak iştahımız henüz yoktu.Sonrasında gezi boyunca fotografına bakıp bakıp iç çektik.

Saat sabah 10’u biraz geçe arabaya doluşup yola devam ettik.Bugün 4 köy hedeflemiştik ve akşam konaklama romantik yolun sonu olan Füssen’de olacaktı.Bu yol da yaklaşık 240 km demekti.Köyler arasında yine harika bir doğa bize eşlik edecekti.Zaten yollarda sürekli durup fotograf arası veriyorduk bu da varış süremizi uzatıyordu.

noel süsleri ,porselen fincanlar..sadece vitrinler bile dakikalarca seyredilecek güzellikte..

kasabanın 4 bir yanındaki kapılardan biri

1.KÖY : DINKELSBÜHL

Kasabaya öğlene doğru ulaştık.Aslında Rothenburg o.d.t. ile araları 50 km, ama dediğim gibi yolların güzelliğine dayanamayarak genelde fotograf molası vermek için durduk.Kasabaya girip önce araba ile etrafımıza bakındık.Tam meydanında bir kilise var.Arabamızı onun önüne bırakıp indik.İnmemiz ile yağmur yağmaya başladı.Pes etmeden içini gezdik.Evlerin mimarisi klasik,dik çatılı,renkli.Sokaklar  çok güzel.Meydandaki at arabası turistleri gezdirmek için bekliyordu.Sanırım en çok Çinli turist gördük.Bu kasaba da Romantik Yolun en tarihi noktalarından.Kuzey-Güney Almanya ve İtalya’dan gelen ticaret yollarının kesişim kavşağında kurulmuş..Kasabanın çevresi surlarla örülü ve 8.yy’da inşaa edildiği sanılıyor.Şehrin tarihinde dokumacılık ve kumaş üretimi büyük yer tutuyor.Bunu zaten gezi boyunca gördüğümüz örtü,kumaş,yün ürünler,perde satan dükkanların sıklığından biz de tahmin ettik.Bavyera bölgesindeki tarihi binaları korumak ve güzelleştirmek için 19.yy dan itibaren çalışmalar başlamış.Her yıl temmuz ayında  köyün çocuk festivali var.

Burada bir kahve içelim diye girdiğimiz cafede,somonlu sandviçlerin güzelliğine dayanamadık ve saat 12.30 gibi çaylarımız eşliğinde yemeğimizi de yedik..Bol bol fotograf çekimi yapıp,kiliseyi gezip yola çıktık.Kilisenin kulesi kilise için planlanarak yapılmamış.Müstakil bir yapı.Buraya tırmanıp fotograf çektirmek de mümkün..

hesapta olmayan öğle yemeğimiz..	Bugün yağmurlu ve soğuktu.

Köyden çıktık 300-500 mt gittik gitmedik sol tarafta muhteşem güzel bir gölet gördük.İçinde ördekler yüzüyor,üzerine yemyeşil ağaçlar sarkıyor…Tabiki hemen durduk ve yine fotograf arası..Sanırım ”Muhteşem Beşli” olarak gezi tarihimizin  en trajikomik anını da orada yaşadık 😛  Gölün kenarındaki korkuluklara yaslanıp fotograf çekilirken önce ben ,sonra yanıma Sinem,ardından koşarak Gamze ve İnci kareye ekleneyim derken korkuluk çatırtılar eşliğinde kırıldı ve ne oluyor dememize fırsat kalmadan Sinem kendini derede buldu  😀 sonrası mı? fotograflarda…Bu arada fotografı çeken Bilge’nin bizim bağırışlarımızı ördekler havalanmasına yorması sayesinde o harika düşüş anı karesi ortaya çıktı.İnci ise kareye fotoshop ile eklenmiş gibi..Poz vermeye devam eden tek kişi 😆

dinkelsbühl çıkışı	bizi durdurtan güzel tablo
düşüş anımız	pasaport ve diğer eşyaları kurtarma çalışmaları

2.KÖY : DONAUWÖRTH

Bu komik kazadan sonra yollara yayılıp valizler açıldı.Kuru giysiler ile değişim yapıldı.Ardından Sinem’e yeni bir ayakkabı alınarak yola devam edildi.Neyseki kimsenin burnu dahi kanamadı ve cep telefonu,pasaport gibi önemli şeyler göle düşmedi..Yaklaşık 60 km yol yaptıktan sonra yeni köye vardık.Tuna ve Wörnitz nehirleri arasında.Önceki gezdiğimiz köyler ile mukayese edildiğinde büyük bir yerleşim.Hatta H&M mağazası bile var.Bu bloktaki diğer gezileri de okuduysanız biliyorsunuzdur ,biz büyük şehir başta olmak üzere kalabalık yer sevmeyiz..Bu nedenle en fazla 1 saat dolaşmışızdır ve yola devam ettik.Ana caddenin bir yan paralelinde nehirleri görebilirsiniz ve üzerine yapılan minik köprüler çok güzel.

donauwörth

donauwörth

3.KÖY : FRIEDBERG-AUGSBURG

Yaklaşık 44 km mesafede bir köydü.Ama girişimiz biraz maceralı oldu.Köy Augsburg ile çok yakın.Augsburg ise resmen büyük şehir ve inanılmaz bir trafik içinde.Ana caddeye bir birinin peşi sıra bir çok trafik lambası koymuşlar ve  1 km lik yolu 1 saatte gidebildik desem abartmış olmam.Bu yol tüm enerjimizi aldı götürdü.Size buraya girmenizi tavsiye etmem.Araçtan dahi inmedik.Şehir tepede ve tepede kilise ve kalesi var.Roma imparatorluğundan kalan bir şehir ama etrafı H&M gibi büyük mağazalarla dolu olduğu için o tarihi dokuyu çok hissettirmiyor.

Bu köyde umduğumuzu bulamayınca yol üzerinde tabelasını gördüğümüz Landsberg am Lech’e devam ettik.

4.KÖY : LANDSBERG AM LECH

Augsburg yollarında bunaldıktan sonra kendimizi ilk attığımız köy oldu.Arabayı hemen park ettik ve köyün ortasından geçen şelaleye koştuk.Bu yapay bir şelale ama kocaman bir meydanın ortasında olunca su sesi ve ferah görüntü tüm yorgunluğumuzu aldı.

bu sefer neyseki şelaleye düşenimiz olmadı:)

landsberg am lech

5.ve 6. KÖY : PEİTING – SCHWANGAU

Şelaleye doyuduktan sonra yola devam.ancak geldiğimiz yoldan dönecek olsaydık inanılmaz bir trafik vardı.Biz de nasıl olsa her yol Füssen’e varır diyerek trafiksiz gördüğümüz arka yolları tercih ettik.Çok da iyi yapmışız.İnanılmaz güzel yemyeşil tarlalara daldık.Güzelliğe dayanamayıp tarlaların kenarında durduk.Fotograflar çektik.İnekler için yapılan ve bizim uzaktan köy evi zannettiğimiz kulübelere inanamadık.Yol üzerinde kıvrılan derelere paralel ilerlerken Schwangau 1 km yazan tabelaya da girdik.Şöyle bir bakmak üzere kalenin içinden köyün içine girdik ve diğer kapısından çıktık.Köyler genel olarak birbirine benziyor.Çok vaktimiz olsa her birinde yarım gün geçirilebilecek kadar güzel.Artık hava kararmaya başlamıştı. Füssen’e varmak üzere yola devam ettik…İşte o yollar..

	landsberg am lech

Gamze yol notlarını çıkartırken..

ROMANTİK YOLUN SONU -FÜSSEN

Yorgun ve acıkmış bir halde Füssen’e girdik.

Yolun sol tarafında buraya geliş amacımız olan 2 muhteşem şatoyu görünce arabadaki uyku hali yerini coşkuya bıraktı.Her ikisi de sol tarafımızdaki dik dağların yamacında muhteşem gözüküyorlardı.Bu iki şato yarın ki planımızın içindeydi.Yine yol üzerinde, geleneksel Alman köy mimarisine uygun bir binada restorant gördük.Füssen’in içinde yemek yiyecek bir yer araştırmaktansa burada yiyelim mi dedik ve çoğunluk ok dedi biz de soluğu masada aldık.Güzel yemekler söyledik.Porsiyonlar büyüktü ve doyurucuydu.Yemeklerin yanında patates kızartması,salata vs de geldi.Ardından harika bir apple strudel yedik.Dondurma eşliğinde..

Gamze günü özetleyen yol notlarımızı çıkarttı.O notlar olmasa hangi köyün adı neydi,bu fotograf nerede çekilmişti hepsi birbirine girerdi..

Bu arada yemek yediğimiz bu güzel restorantın adı S’wirthshaus’du.Daha fazlasını merak edenler www.wirthshausimweinbauer.de adresinden inceleyebilir.Restorant Füssen’in girişine 3 km mesafedeydi.Otelimiz ise Füssen’in diğer tarafında yaklaşık 2 km daha uzaktaydı.Göl manzaralı pansiyon benzeri bir yer.Ama odalar dışı ile tezat oluşturacak şekilde geniş ve konforlu.Göl manzaralı balkonumuzun ne yazık ki keyfini çıkartacak vaktimiz olmadı..Yazının Devamı İçin Tıklayın

füssende kaldığımız otel göl kenarındaydı.bu mini çadırlar balıkçıların yağmurdan korunması için.

Füssen’deki otelimizin önü