Sabah 5.30 da kalktık.Otelimizin terasının arka tarafından tüm balonlar kalkış için hazırlandığı görülüyordu.
Damdan dama bu görüntüleri almak için zıpladık..Bu arada saati de 7 ettik.Yeniden uyuyamadık.Kahvaltımızı ettikten sonra otele ücretimizi ödeyerek Kayseri’ye doğru yola çıktık.
Kayseri’de şehrin içinde dolaştık.Pastırma aldık.Biz,İmamoğlu diye bir marka aldık.Gayet de lezzetliydi.Sonra Elmacıoğlu İskender’e gittik.Öğle yemeğimizi yedik.Adının iskender olduğuna bakmayın biz mantı yedik,annemler ızgara tavuk Bilal’de yağlama diye lahmacun benzeri yöresel bir yemek..
Ardından babamın İstanbul’da yaptığı araştırma sonucu keşfettiği ve bizim de onu dinleyerek görmekten çok mutlu olduğumuz Ağırnas köyüne yola çıktık.Ağırnas köyünü meşhur yapan Mimar Sinan’ın doğduğu kasaba olması.Bunun kadar önemli bir özelliği de 3500 yıllık bir yerleşim oluşu.
Mimar Sinan bu köyde doğmuş ve 22 yaşına kadar yaşamış.Doğduğu ev zemin ve bodrum katı.Bu bölüm yer altı şehirlerine benziyor.Mimar Sinan’ın 7.kuşaktan torunlarına burası miras kalmış ve onlarda bizim fotograflarını çektiğimiz üst katları yapmışlar.Ağırnas köyünün altı yer altı şehirleri ile dolu..Evler tüm köyün altından delhizler ve tüneller ile birbirlerine bağlı.Işığı,rengi ve en eski yerleşim yerlerinden biri olma özelliği ile mutlaka görülmeli.Ayrıca buraya giderken Gesi Bağlarından geçiliyor.Burası da yeşillikleri ve doğası ile meşhur Kayseri’ye 20 km mesafede görülesi bir yer..
Uçağımız akşam üzeriydi ve oldukça yağmurlu bir havada kalktık..Eğlenceli,yorucu,bir arada olmanın getirdiği mutlulukla dolu bir haftasonu geçirdik.
Kapadokya’ya mutlaka gitmişsinizdir yada gideceksinizdir.Böyle bir program yaptığınızda bence yanına mini bir Kayseri turu ve özellikle Ağırnas Köyünü katın..
Güzel yolculuklar..
Bunlarda İlginizi Çekebilir
Son Yorumlar