22 mart cumartesi 2014 günü,Anadolu Jet ile Sabiha Gökçen havaalanından Adana’ya gitmek üzere Uğrasız’larla buluştuk..Bizim ailede bir eksik vardı.Efe..O haftasonu okulunun hentbol takımı ile İzmit’e deplasman maçlarına gitmesi gerektiği için bizimle gelemedi. Ben Adana’ya ilk defa gidiyordum.Önceden de pek araştırmadım bu sefer Altuğ’a güvendim.Ama kebap,ciğer,tatlılar gibi lezzetli konularda nerede ne yenir sormadan da gitmedik..Yol yaklaşık 1 saat 15 dakika kadar sürdü.Adana hava alanından şehir merkezine taksi ile gittik ve havaalanı şehre çok yakın bir noktada.Adana’da Hilton otelinde kaldık.Hemen karşısında Taş Köprü,Sabancı Merkez Camii,Seyhan nehri var.Oldukça merkezi bir yerde yani..
Otele eşyalarımızı bıraktıktan hemen sonra eski çarşıya doğru yürümeye başladık.eski çarşıya Taşköprü üzerinden yürüyerek geçtik.M.S.384 yılında yapılmış bu köprüden eski çarşı tarafına geçtiğinizde sizi tarihi saat kulesi karşılayacak.Ancak bakımda olduğu için ben iyi bir fotograf alamadım.Saat kulesine giden yol üzerinde ramazanoğlu külliyesi,camisi,kervansarayı gibi tarihi eserlerinden önünden geçip tarihi kazancılar çarşısına varılıyor.burada güzel bir öğlen yemeği yedik.
Kebabın yanında sizin ekstra bir şey söylemenize gerek kalmadan koyu kıvamlı cacık,bol taze yeşillik,maydanoz,pişmiş domates,biber,acılı ezme ,sumaklı soğan bol miktarda geliyor.yanında şalgam suyu içmenizi öneririm.Çarşının içinde Yeni Uğur adlı cezeryeci var.buradan da çeşit çeşit lokum,cezerye,fındıklı-fıstıklı-çukulatalı-havuçlu çeşitleri ile alıp tadına bakabilirsiniz.Eski çarşının içinde ulucamiyi’de mutlaka gezmenizi öneririm.Bu cami 16.yy dan kalma bir cami olup Ramazanoğulları beyliğinin eserleri arasındadır.
Yemeğimizi yedikten sonra bir taksiye binerek Menderes Adası tarafına doğru gittik.Diğer adı Sevgi Adası..Nehrin kenarında çay bahçeleri ,salep,bicibici satan esnafla dolu ,Adanalıların piknik alanı olarak kullandıkları ,yeşil,ağaçlık bir mesire yeri..burada Uygar ve Ela bicibici yedi.tadının bir şeye benzediğini söyleyemeyeceğim.
menderes adasının ardından otele döndük.biraz dinlendik ve otelde vakit geçirdik.akşam yemeği için tavsiye üzerine onbaşılar kebapçısına gittik.fotografların çoğu oradan.tüm yediklerimiz başta içli köfte olmak üzere harikaydı..otele biraz uzak olmasına rağmen gittiğimize değdi..
Adana ‘da Pazar Günü…
Seyhan nehri kenarında güzel bir kahvaltı ile güne başladık..İstanbul’a da götürmek üzere yine tarihi eski çarşıya giderek lokumlar,baharatlar aldık.Karnımız son derece tok olmasına rağmen sokak arasındaki cigercilerden tüten duman iştahımızı açmış olsa gerek her birimiz ciger dürüm yedik..adana’da zaten acıkmaya fırsat yok..
Sabancı Camisinin içini dolaştık.Caminin içi gerçekten çok büyük ama 27.000 kişilik olduğunu ve Türkiye’nin en büyük camisi olduğunu öğrenince yine de çok şaşırdık..Mart sonu olmasına rağmen dışarısı fena sıcaktı.Caminin içi biraz serinlememize de fırsat verdi..
Arabamız olmadığı için şehir merkezi dışında kalan yerleri gezemedik.Bir sonraki sefer Mersin’e de gitmek isterim.Bu haftasonu bizim için daha çok gurme gezisi oldu..
Yine tavsiye üzerine adana’nın meşhur kebapçılarından birine daha gittik..”Elem”.Kebaplar lezzet olarak birbiri ile yarışır ama hayatımda yediğim en iyi humus buradaki diyebilirim..
Hem sıcak, hem lezzetli ,bir yüzü modern, bir yüzü geleneksel kısaca görülmesi gereken bir şehir Adana…Nisan ayında portakal çiçeği festivalinde gitmek isterim..Henüz görmemiş olanlara da mutlaka gidin görün derim..
Bunlarda İlginizi Çekebilir
Son Yorumlar