Sabah gün maalesef 7.30’da aydınlandı. O saate kadar Ela en az 50 defa, sabah olmadı mı anne diye sordu. Son sorularına göz yaşları da eşlik etti. İnternetten güzel kahvaltı yapabileceğimiz neresi var araştırdım. Mama’s denen yeri bulduk. Pankek ve yumurtalı tabakların fotoğrafları çok güzeldi. Ayrıca birkaç lezzet blogçusu da güzel yorumlar yazmışlardı. Her güzel yerin önünde mutlaka sıra vardır. Bu bir kural. Bunu bilin ve sırayı gördüğünüzde üzülmek yerine, ” – ohhh ne güzel, demek ki gerçekten güzel bir yer ” diyerek, kendinizi teselli edin, motive edin. Pankekleri hafif tuzluydu, bu durum damak zevkine göre kimilerine hoş gelse de ailemizin tatlıcıları olan Efe ve benim için tercih edilebilir bir lezzet değil. Ama içinde avokado ezmesi, mantar, çedar peynir olan omletler nefisti. Ayrıca o gün öğrenmiş olduk ki kahve siparişini bir defa yaptıktan sonra artık o bardak hiç boşalmıyor. Bittikçe, hatta azaldıkça dolduruluyor. Böylece 3.günde kahve bağımlısı olmuştuk. Kahvaltı süresi 3 büyük fincan demek.
Kahvaltımızı ettikten sonra yürüyerek Fisherman’s Wharf’a geldik. Burası bir çok limandan oluşan bir yer. Pier 45’in orada bir denizaltı var. Çocuklar ve Ateş denizaltıyı gezmek istediler. Ben girmedim.45 dakikalık bir denizaltı turuydu. Onlar içerideyken ben sahil boyunca biraz yürüdüm. Pier 41’den Alcatraz için tekneler kalkıyor. Sahilin diğer tarafında Bay Street ve Taylor Street’in kesiştiği kavşakta, Cable Car biletleri satılıyor. Oradan Union Square’e gitmek üzere gidiş -geliş 3 bilet aldım. Biletler kişi başı, çift yön 7 usd. Bizimkiler denizaltı gezisinden çıktıktan sonra tramvaya bindik. Yolları görmek ve nostalji yapmak için Cable Car iyi bir seçim. Üstelik asılarak gidebilme imkanı çocuklar için harika.
Aslında düz bir yol olsa iki nokta arası rahatlıkla yürünebilir. Ancak tüm yollar dalgalı deniz gibi inişli ve çıkışlı. Union Square’de dolaştık biraz. Büyük bir meydan değil zaten. Şehrin içinde, büyük bir meydan olabilecek düzlükte alanlar görmedim. Apple Store’a gidip önce Efe’yi mutlu ettik. Meydandaki Macy Mağazasının üst katında Cheese Cake Factory var. Üst kat komple buraya ait ve yemek seçenekleri de var. Bir masaya oturabilmek için 20-25 dakikalık sıra beklememiz gerektiği söylenince bu kadar süre beklemek çocuklara uzun geldi ve hemen bir alt paralel caddesi olan Market Street’de bulunan, Westfield AVM ‘nin içinde, TAP 415 diye bir PUB bulduk. Herkes heyecan içinde Amerikan Futbolu izliyordu.Sanırım önemli bir maçtı.Biz de kendimizi kaptırarak kimin yendiğini anlamasak da tezahurata eşlik ettik.Yemekten sonra yeniden Cable Car ile Fisherman’a geri döndük. Otele geldik.Gerisini biliyorsunuz girizgah kısmında anlatmıştım.
Bu akşam sanırım 18.00 gibi uykuya teslim olduk. Bu arada Union Square’de Ross ve Marshalls gibi alışveriş mağazaları da var. Buraların ucuz olduğu hep yazılıp çizilir, bende bir bakındım. Bana göre abuk sabuk kılık kıyafetlerin satıldığı, içinde kalmanın bile sıkıntı verdiği dükkanlar.
Bunlarda İlginizi Çekebilir
Son Yorumlar