Karadeniz coğrafyasını doya doya gezmek için bence gün sınırı olmaksızın yolda olmak lazım. İstediğiniz yaylalara çıkacaksınız, yorulduğunuzda dilediğiniz kadar konaklayacaksınız. İşin ekonomik tarafı sizin tercihlerinize kalmış. Yemek yenecek ya da konaklanacak yerlerde seçenek çok fazla. Arap turistlerin akınına uğramamış yerler bulursanız fiyatlar çok daha uygun. Özellikle Macahel tarafında bunu yapma şansınız yüksek.
Dönüş günümüzde yapmak istediğimiz iki şey kalmıştı biri Çamlıhemşin’e veda etmeden Zilkale’yi gezmek diğeri de Trabzon’da Atatürk’ün köşkünü ziyaret etmek. Ama önce Zua Kafe’de son bir kahve. Buralara yeniden gelmek için arzu duyacağınız kadar güzel bir yer Zua. Fotoğrafını gördüğünüz muhallebisi ise parmak yalatan cinsten. Önce ben sipariş verdim, bir kaşık tadabilir miyim sesleri arasında ne yediğimi anlamadan bitirdim. Sonra iki tane daha yedik. Bizi görenler de sipariş verdi. Mutluluk böyle bir şey olmalı, yedikçe bulaşan.
Zilkale Çamlıhemşin’e on beş -yirmi km kadar bir mesafede. Tarihi ipek yolu güzergahında bulunuyor. Fırtına deresinin batı yamaçlarına kurulmuş. Sağlam bir şekilde bugüne gelmeyi başarmış. Yol üzerinde yine bir salıncağa rastladık. Bu seferki daha profesyonel bir düzenek kurmuş. Bir makara yardımıyla salıncağı geriye doğru gerip bırakıyor. Durana kadar sallanmanın bedeli yüz lira. Ela’nın ilgisini çekmediği için aracımızın bagaj kapağını güneşlik olarak kullanıp seyretmekle yetindik.
Trabzon’a vardığımızda iyice acıkmıştık. Bordo Mavi’ye gittik ama son ziyaretimden bu yana salaş ve lezzetli balıkçı olma özelliğini yitirmiş. Yediğimiz yemekle mukayese edilmeyecek kadar yüksek bir fiyat ödemek zorunda kaldık. Üşendiğim için pek yapmam ama bu sefer tripadvisor’a girdim ve notladım.
Atatürk köşküne vardığımızda gün batmak üzereydi. Huzur verici bir köşk. Bahçesindeki yazıdan okuduğum kadarıyla 19.yy da Konstantin Kabayanidis tarafından yazlık ev olarak yaptırılmış. Mübadelede sonrası sahipleri gidince hükümetin hazinesine kaydedilmiş. 1924 yılında Atatürk Trabzon’u ziyaret ettiğinde bu köşkte ağırlanmış ve burayı çok beğenmiş. Sonrasında 1930 ve 1937 de yine gelmiş, konaklamış. Son gelişinde de, milletime bağışlanması istiyorum, demiş.
Bir seyahatin daha sonuna geldik. Anılar bizimle. Unuttuğumuz yerlerde www.ailecekgeziyoruz.com
Doğu Karadeniz, bir daha ne zaman görüşürüz bilmiyorum ama yeniden kavuşmayı çok isterim.
Bunlarda İlginizi Çekebilir
Son Yorumlar